TR

ENG

Hrant Dink’in öldürüldüğü 19 Ocak 2007 tarihinden bugüne kadar kamu görevlilerinin sorumluluğunu incelemek üzere 30 adet soruşturma/inceleme/değerlendirme raporu düzenlenmiştir. AKP hükümeti Dink davasını kendi siyasi çıkarları için kullanmaya başlayınca müfettişlerin hazırladığı raporların bir kısmı geçersiz sayıldı, Akyürek ve Yılmazer lehine olanlar ise görmezden gelindi. Raporların neredeyse tamamında sorumlu tutulan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden hiçbir personel cezalandırılmadı.

Ramazan Akyürek (İstihbarat Daire Başkanlığı)

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Araştırma raporu 1

Tarih: 05/02/ 2007

Konu: İstanbul Emniyetince gerekli tedbirlerin alınmaması

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç

  • İller arasında yapılan yazışmalarda gereği il istihbarat şube müdürlüklerince yapıldığından, kendilerine Trabzon emniyetinden bilgi amaçlı gönderilen yazının takibi ile alakalı EGM İstihbarat daire başkalığının bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporu

 Müfettişler: Mehmet Akın, Ayşegül Genç, Yasemin Tuğçe İnan

 Tarih: 10/10/2008

  • Emniyet Genel Müdürlüğünün 2002 tarihli Tamim’ine göre, il İstihbarat Müdürlüklerince hedef Şahıslar ile ilgili elde edilen bilgilerin, hiçbir işlem yapılmadan konusuna göre Merkez Haberalma şube Müdürlüklerine bildirilmesi, gerekli değerlendirmenin ilgili Merkez Haberalma Şubesince yapılarak, gerekli kimlik, irtibat bilgilerinin toplanması ve Hedef şahıslar Programına veri girişi yapılması sebebiyle illerdeki istihbarat şubelerinin hedef şahıslarla ilgili olarak kendi başlarına karar alması mümkün görülmemektedir. Kurulan sistem gereği, illerdeki istihbarat şubeleri sadece kendi çalışmalarını kaynak olarak kullanabilmekte ve diğer illerin çalışmalarını görememekte ve bu yönüyle doğru değerlendirme yapmaları mümkün olamamaktadır.
  • Sadece iki istihbarat Şube müdürlüğü arasında gerçekleşen bir yazışma ile operasyon yürütülemeyeceği ve koruma tedbirlerinin alınamayacağı, bilgilerin öncelikle Merkez ile paylaşılması gerektiği, merkeze ulaşan bilgiler üzerine gerekli değerlendirmenin yapılacağı ve Merkezin koordinasyonu sağlayacağı anlaşılmaktadır.
  • EGM İstihbarat Daire başkanlığının cevabi yazısında “Merkez Sağ Terörle Mücadele şube Müdürlüğünce Hrant DİNK hakkındaki istihbari bilgilerin tahkikat sonucu (teyit, tekzip) gönderilmediğinden dolayı Başkanlığımız işleyişini kolaylaştıran bağlayıcılığı bulunmayan Hedef şahıs Programına da veri girişi yapılmamıştır.” denilmektedir.
  • Müfettişliğimizce yapılan araştırmalarda, Trabzon Emniyeti’nin bahse konu yazısı haricinde, İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde Hrant Dink’in hedef Şahıslar programına alınıp alınmayacağı değerlendirmesinin yapılmasına yeterli diğer bilgilerin de bulunduğu, bu kapsamda 2003 yılında Hrant Dink’e karşı Sydney’de bulunduğu sırada silahlı bir eylem yapılacağına dair ihbar ile 2006 yılında İstihbarat Daire Başkanlığının Ermeni cemaatine yönelik tehditlere karşı duyarlı olunmasına yönelik dağıtımlı yazısına konu Mesrop Mutafyan ’ın dilekçesinde yer alan hususların (diğer taraftan doğrudan etkili olmamakla beraber, o tarihlerde uluslararası camiada sık sık gündeme gelen 1915 Olayları konusundaki tasarılar ve adı geçenin yargılanması sırasındaki protesto ve tehditler) mevcut bulunduğu tespit edilmiştir.
  • Böylelikle yukarıda bahsedilen Tamimin mantığı bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Tamim ile il İstihbarat Müdürlüklerinden gelen taleplerde korunması istenilen şahsın gerçekten korunmasını gerektiren bir durumun bulunup bulunmadığının, bir başka deyişle şahsın hedef olup olmadığının merkezde toplanan bilgilerle değerlendirilmesini sağlayan bir iç işleyiş sistemi kurulmuştur.
  • Böylece il istihbarat şubelerinden gelen bir koruma talebi bulunmadığı takdirde dahi, merkezde toplanan mevcut istihbari bilgilere göre, bir şahsın hedef olup olmadığının, merkezde kendiliğinden değerlendirilmesi ve koruma tedbiri alınması mümkün olmaktadır.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • İstihbarat Daire Başkanlığı’nın sürecin kontrolü ve Trabzon Emniyeti İstihbarat şubesinin 17.02.2006 tarihli yazısı üzerine gerekli değerlendirmelerin yapılarak bir operasyon başlatılması ve/veya Hrant Dink’e yönelik koruma önlemlerinin alınması konularında gerekli çalışmaları yürütmedikleri düşünülmekle, Başkanlık, Merkez Haberalma Daire Başkan Yardımcılığı ve ilgili C şube Müdürlüğü yetkilerinin görevlerini ihmal ettikleri değerlendirilmektedir.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Araştırma Raporu

Tarih: 09/11/ 2009

Konu: EGM İstihbarat Daire Başkanlığının sorumluluğunun incelenmesi

Müfettişler: Mustafa Üçkuyu, Mehmet Canoğlu

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Yasin Hayal ve grubuna yönelik operasyon yapılmaması ile ilgili olarak EGM Operasyon yönetmeliğinin 9.maddesinde operasyon için gerekli şartın istihbarat hazırlık çalışmalarının tamamlanması olduğu, Trabzon Emniyetinden İstanbul Emniyetine giden yazının gereği olarak İstanbul Emniyetinin gerekli çalışmayı tamamlayıp Trabzon’a göndermesi ve Trabzon emniyetinin nihai değerlendirmesini yapmasının üzerine operasyon kararı alınabileceği tespit edilmiştir. istihbarat Dairesi Başkanlığı Merkez ve Taşra Üniteleri Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nin 14. maddesinin (a) fıkrasının 10. bendi uyarınca EGM İDB’nin Trabzon emniyetinin başkanlığa gönderdiği yazı konusunda operasyon yürütme görevinin olmadığı, yine yönetmeliğin 30. maddesinin b fıkrasının yedinci bendine göre C şube Müdürlüğünün illerden gelen bilgi belge ve duyumları takip edip değerlendirmek ve bu konuda taşra ünitelerini koordine etmek görevinin olduğu yönetmeliğin 38 inci maddesinin c fıkrasına göre bu yazının içeriği ile ilgili gereken planlı istihbarat operasyonu hazırlama ve koordineyi sağlamanın il emniyet istihbarat şube Müdürlüğünün görevi olduğu tespit edilmiştir
  • Hedef şahıslar programı ile ilgili olarak bu programın idari bir düzenleme olup il koruma komisyonlarının istediği bilgileri daha düzenli ve güvenilir kılma amacı güttüğü, bir şahsın bu programa kaydedilmesinin koruma altına alındığı anlamına gelmediği, koruma kararının alınması için de bu programa kaydın gerekmediği, Hrant Dink’in koruma altına alınmasına karar vermenin İstanbul il koruma komisyonunun görevi olduğu, bu komisyona koruma o teklifi verme görevinin ise koruma yönetmeliğinin 11. Maddesine göre Trabzon emniyetinden gönderilen yazı üzerine gerekli çalışmayı yapması gereken İstanbul emniyeti istihbarat Şube Müdürlüğü olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu programa sadece terör örgütlerinin hedefi olan şahısların kaydedildiği o tarihte Yasin Hayal’in bir terör örgütü üyesi olduğuna dair bir veri bulunmadığı tespit edilmiştir.
  • Trabzon Emniyeti’nden bilgi için gönderilen yazıyla ilgili olarak Daire Başkanlığı görevlilerinin yazıyı arşive kaydettikleri, tasnif ederek ilgili büroya havale ettikleri, ilgili büronun da evrakı değerlendirmeye tabi tuttuğu, yazı üzerine not düşüp paraflayarak aldıkları bu evrakın gereğini yerine getirecek birime ulaşıp ulaşmadığını kontrol ettikleri, görevlerini yerine getirdikleri tespit edilmiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • EGM istihbarat dairesi eski Başkanları Sabri uzun ve Ramazan Akyürek, Daire başkan yardımcıları Necmettin Emre ve Vedat Yavuz, C şubesi eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer, C şubesi eski müdür yardımcıları Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel, C şubesi büro amiri Yılmaz Angın, polis memuru Hüsamettin Yaman hakkında herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.

Devlet Denetleme kurulu

02.02.2012

  • EGM İstihbarat Daire Başkanlığının Trabzon Emniyet Müdürlüğünce gönderilen bilgilerin “Hedef Şahıslar Programına” kaydedilmemesinden kaynaklanan sorumluluk gerektirecek bir durum tespit edilememiş olup bu konuda yapılacak herhangi bir işlem olmadığı değerlendirilmektedir.
  • EGM İstihbarat Daire Başkanlığının Koruma Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında somut olay açısından doğrudan bir ödevi ve sorumluluğu bulunmamaktadır.
  • Merkez (C) Şubesi ise kendisine bilgi için gönderilen yazıyı arşive kaydetmiş, tasnif ederek ilgili büroya havale etmiş, ilgili büronun da evrakı değerlendirmeye tabi tuttuğu, yazı üzerine not düşerek parafladıkları, bu evrakın gereğini yerine getirecek birime (İstanbul İstihbarat Şubeye) ulaşıp ulaşmadığını kontrol ettikleri anlaşılmıştır. Müteakip dönemlerde, Trabzon Emniyet Müdürlüğünce bilgi için gönderilen ilk istihbarat bilgisinden sonra gerek Trabzon gerekse İstanbul Emniyet Müdürlüğünce planlı istihbarat faaliyetlerine ilişkin yeni herhangi bir bilgi İstihbarat Daire Başkanlığına gönderilmemiştir. Dolayısıyla İstanbul ve Trabzon arasında Merkez şube tarafından koordinasyon yükümlüğünün işletilmesine yönelik yeni bir durum ortaya çıkmamıştır.
  • Yasin Hayal ve grubuna yönelik İstihbarat Daire Başkanlığına ulaşmış operasyon yapılmasını gerektirecek düzeyde maddi deliller ile teyit edilebilir hale gelmiş bir suç unsurunun elde edilebileceğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, ayrıca grubun il düzeyini aşan faaliyetleri olduğuna ilişkin İstanbul’dan bir geri dönüş olmadığı, gruba yönelik bir operasyonun il düzeyinde yapılabileceği değerlendirilmiştir.
  • İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesindeki DARA, IDP ve İDEA veri tabanı yapılarını barındıran disk sisteminde zaman ayarlarının değiştirildiği, log kayıtlarının silindiği ya da değiştirildiğine dair kesin bir bulguya rastlanmamıştır.
  • Trabzon Emniyet Müdürlüğünce bilgi için gönderilen ilk istihbarat bilgisinden sonra gerek Trabzon gerekse İstanbul Emniyet Müdürlüğünce planlı istihbarat faaliyetlerine ilişkin yeni herhangi bir bilginin İstihbarat Daire Başkanlığına gönderilmemiş olması karşısında koordinasyon yükümlüğünün işletilmesine yönelik yeni bir durum ortaya çıkmamıştır.
  • Emniyet Genel Müdürlüğü [EGM) İstihbarat Daire Başkanlığının gerek ilk istihbaratın alındığı dönemdeki personeli gerekse cinayetin gerçekleştiği dönemdeki personeli hakkında iddia olunan ihmal fiillerine dair yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Mülkiye müfettişliği raporu

Tarih 05.02.2015

Müfettişler : Cumhur ÇİLESİZ, Rıdvan AYDIN, Anıl Cengiz ÖZGÜN, Yavuz Selim AKKOÇ, M. Cem TOKER

  • Emniyet Genel Müdürlüğü Eski İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Eski C Şube Müdürü Ali Fuat YILMAZER ile Eski C Şube Müdür Yardımcısı (C Şube Müdür Vekili) Tamer Bülent Demirel’in; AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19.01.2007 tarihinde İstanbul’da öldürülmesinden önce, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünün İstihbarat Dairesi Başkanlığına gönderdiği 17.02.2006 tarih ve 027246 sayılı yazı ekinde bulunan Haber Raporu (F-4) ve Değerlendirme yazısında geçen önemli tespit ve istihbari bilgiler ile ilgili herhangi bir işlem yapmadığı,
  • O dönemde yürürlükte olan 19.07.1995 tarihli “Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Merkez ve Taşra Üniteleri Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinin “İstihbarat Daire Başkanlığının Görevleri” başlıklı 14. maddesinin (a) fıkrasının 2. bendindeki: “Milli Güvenliği tehlikeye düşürecek nitelikte faaliyet gösteren …grupların tespiti, bunların mevcut gücü… hakkında bilgi toplamak” bendindeki: “… önleyici yasal tedbirler almak ve ilgilileri uyarmak,” ve 10. bendindeki: “…taşra birimlerinden intikal eden haberleri, kayıt ve tasnif etmek, varsa evveliyatı ile birleştirmek, değerlendirmek, … uygun görülenler için İstihbarat Operasyonlarını müstakilen veya müştereken yürütmek, ” ve (f) fıkrasındaki: “İstihbarat birimleri arasında koordineyi sağlamak,” hükümleri doğrultusunda görevini yerine getirmediği,
  • Yine 16.09.1995 tarihli “Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Hizmetleri Yönetmeliğinin “Korunması istihbari birimlerce talep olunanlar” başlıklı 11. maddesindeki: “Hayatının ciddi biçimde tehdit altında bulunduğu Milli İstihbarat Teşkilatı ile diğer istihbarat birimleri tarafından tespit edilenler ve korunmaları zaruri görülenler, bu kuruluşların teklifi üzerine güvenlik birimlerince, talepleri aranmaksızın korumaya alınırlar. ” hükmü doğrultusunda adı geçenin korunması için teklifte bulunmadığı,
  • Ayrıca terör örgütlerinin hedefi olduklarına dair haklarında bilgi derlenen hedef şahıslar ile ilgili işlemlerin daha sağlıklı yürütülmesi amacıyla hazırlanan “Hedef Şahıslar Programı’na adı geçenin veri girişi için de gerekli işlemleri yapmadığı, bu doğrultuda talimat vermediği tespit edilmiştir.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Araştırma raporu 1

Tarih: 05/02/ 2007

Konu: İstanbul Emniyetince gerekli tedbirlerin alınmaması

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç

Müfettişlerin Tespitleri:

  • 02.2006 tarihinde Trabzon Emniyet Müdürlüğünden İstanbul Emniyet müdürlüğüne Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’e yönelik eylem gerçekleştirileceği bilgisini içeren ve gereğinin yapılması istenen bir yazı gönderilmiştir.
  • İstanbul istihbarat personeli yazıda belirtilen Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal’in çalıştığı adres üzerinde araştırma yapmış, ilgili kişinin o adreste olmadığını tespit etmiştir. Ancak emniyet personeli bu işlemi rapor haline getirmemiş ve yapılan araştırma hakkında Trabzon emniyetine ve İstihbarat daire başkanlığına bilgi vermemiştir.
  • İstanbul istihbarat şube kendilerine gelen bilginin ham olduğu ve Trabzon emniyetinin konuyu hiç araştırmadan İstanbul’a gönderdiğine kanaat getirip başkaca bir işlem yapmamıştır.
  • Trabzon’dan gelen bilgi somut ve kesin bir bilgidir. Nokta istihbarattır. İstanbul emniyeti en azından hedef şahıs kimdir, neden hedeftir sorularının cevabini bulmak için çalışma yürütmeliydi. Kaldı ki Yasin hayal Mc Donald’s saldırısından sonra İstanbul Emniyetince yakalanmıştı. Yani tehlikeli birisi olduğu biliniyordu.
  • Dink aleyhinde yürütülen propaganda ve tehditlerin yoğunluğu dikkate alındığında bunların rapor haline getirilip İl Emniyet müdürü ve İstanbul Valisiyle paylaşılması gerekirdi.
  • Osman hayalin İstanbul’da verilen adreste bulunmadığı bilgisi Arşiv talimatına uygun olarak tutanak haline getirilmeliydi ve hem Trabzon emniyetiyle hem de İstihbarat daire başkanlığı ile paylaşılmalıydı.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • İl emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstihbarat şube müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında soruşturma açılmalıdır.
  • İller arasında yapılan yazışmalarda gereği il istihbarat şube müdürlüklerince yapıldığından, kendilerine Trabzon emniyetinden bilgi amaçlı gönderilen yazının takibi ile alakalı EGM İstihbarat daire başkalığının bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.
  • Trabzon emniyeti gönderdikleri yazıyla beraber konunun İstanbul emniyetince takip edildiğini düşünmektedir. Daha öncesinde başarılı bir çalışmayla istihbaratı elde edip ilgili yere göndermişlerdir. Olayda herhangi bir kusurları bulunmamaktadır.

 

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Öninceleme Raporu

Tarih: 15/02/ 2007

Konu: Trabzon’dan gelen yazı üzerine İstanbul Emniyetinin gerekli çalışmaları yapmaması

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç

Müfettişlerin Tespitleri:

  • İstanbul Emniyet istihbarat şube müdürü Ahmet ilhan Güler ifadesinde Trabzon’dan 17.02.2006 tarihinde gelen bilginin ham bilgi olduğunu, yazıda belirtilen adreste kimsenin bulunmadığını, Trabzon Emniyetinin çalışmalarını tamamlamadan İstanbul ile bilgi paylaştığını, daha fazla bilgi olsaydı konu ile ilgili detaylı çalışma yapabileceklerini söylemiştir. Gönderilen yazıdan il emniyet müdürü Celalettin Cerrah’ın haberinin olmadığını ifade etmiştir.
  • Celalettin Cerrah ifadesinde Trabzon’dan gelen yazıdan Hrant Dink’in hayatına yönelik bir tehlikenin var olduğu anlamının çıkmadığını, yazıda İstanbul’dan talep edilen bir şeyin olmadığını, bilginin olgunlaşmamış ham bilgi olduğunu, konuyla ilgili kendilerine yeteri kadar bilginin gelmediğini söylemiştir. Koruma tedbirlerini almama yönündeki iddialarla ilgili olarak Hrant Dink’e yönelik tehdidin il Koruma yönetmeliğinde koruma vermek için gerekli düzeyde olmadığını, Dink’in kendisinin de koruma talebinde bulunmadığını ifade etmiştir. EGM istihbarat daire başkanlığının da bu konuda talebi olmadı demiştir.
  • Yapılan araştırma neticesinde Osman Hayal’in yazıda belirtilen adrese yakın yerde İstanbul istihbarat polislerinin de tespit edip yokladığı bir başka fırında bir sure çalıştığı ortaya çıkmıştır. Ancak İstanbul istihbarat polisleri bu tespiti yapamamış ve konu ile ilgili çalışmalarını rapor haline getirmemiştir. Konu ile ilgili sadece adres tespiti yapılmış olup başkaca bir işlem yapılmamıştır.
  • İstanbul istihbarat şube müdürlüğü EGM İstihbarat daire başkalığına bağlıdır ve elde ettiği bilgileri hem İstihbarat Daire ile hem de Trabzon Emniyeti ile paylaşması gerekirdi.
  • Trabzon’dan gönderilen yazı nokta istihbarat içermektedir. Hrant Dink’in hayatına yönelik ciddi bir tehlikenin varlığından bahsedilmektir. Bu sebeple yazının İl emniyet müdürüne arz edilmesi ve talimatının alınması gerekirdi.
  • Dink’e koruma verilmesiyle ilgili olarak, Koruma hizmetleri yönetmeliğinin 11. Maddesinde belirtildiği üzere hayatına yönelik tehdit bulunanlar için İstihbarat birimlerinin teklifi üzerine koruma verileceği halde İstanbul istihbarat polislerinin Dink’e yönelik hayati tehdit varlığı yönünde değerlendirme yapmaları gerekirdi. Nitekim uygulama Dink cinayetinden sonra bazı gazeteci ve yazarlar için yapılmıştır. Hrant Dink’in İstanbul’da yargılandığı davalarda sonra maruz kaldığı fiziki saldırılar ve protestolardan İstanbul polisinin haberdar olmadığı söylenemez. Ayni zamanda Hrant Dink’in Ermeni bir gazeteci olması ve EGM istihbarat daire başkanlığı tarafından 2006 yılında Ermeni soykırımı meselelerinin tartışıldığı donemde Ermeni vatandaşlara yönelik girişimlere karşı duyarlı olunması gerektiği talimatı da Dink’e karşı koruma verilmesi teklifinin değerlendirilmesini gerektirmektedir. Ayni zamanda Ermeni Patriği Mesrop II’nin Ermeni toplumunun korunması talebiyle yazdığı dilekçe İstanbul Emniyetine de gönderildiği tespit edilmiş buna rağmen Agos gazetesi ve Dink’e koruma verilmesinin gündem edilmediği görülmüştür.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon gelen yazı üzerine yeterli çalışma yapmayan ve Dink’e koruma verilmesi huşunda dair değerlendirme yapmayan İstanbul istihbarat şube müdürü Ahmet ilhan Güler’in ihmali bulundu ve cezai sorumluluğunun incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
  • Trabzon’dan gelen yazıdan Celalettin Cerrah’ın haberinin olduğuna dair herhangi bir havale veya paraf görünmediğinden Cerrah’ın konudan haberinin olmadığı anlaşılmakta olup hakkında soruşturma izni verilmemesi gerektiği düşünülmektedir.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Disiplin Raporu

Tarih: 12/03/ 2007

Konu: Trabzon’dan gelen yazının ciddi olarak ele alınmadığı ve gerekli çalışmanın İstanbul istihbarat Şube’since yapılmadığı incelemesi

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Yapılan araştırma neticesinde Osman Hayal’in yazıda belirtilen adrese yakın yerde İstanbul istihbarat polislerinin de tespit edip yokladığı bir başka fırında bir sure çalıştığı ortaya çıkmıştır. Ancak İstanbul istihbarat polisleri bu tespiti yapamamış ve konu ile ilgili çalışmalarını rapor haline getirmemiştir. Konu ile ilgili sadece adres tespiti yapılmış olup başkaca bir işlem yapılmamıştır.
  • İstanbul istihbarat şube müdürlüğü EGM İstihbarat daire başkalığına bağlıdır ve elde ettiği bilgileri hem İstihbarat Daire ile hem de Trabzon Emniyeti ile paylaşması gerekirdi.
  • Trabzon’dan gönderilen yazı nokta istihbarat içermektedir. Hrant Dink’in hayatına yönelik ciddi bir tehlikenin varlığından bahsedilmektir. Bu sebeple yazının İl emniyet müdürüne arz edilmesi ve talimatının alınması gerekirdi.
  • Dink’e koruma verilmesiyle ilgili olarak, Koruma hizmetleri yönetmeliğinin 11. Maddesinde belirtildiği üzere hayatına yönelik tehdit bulunanlar için İstihbarat birimlerinin teklifi üzerine koruma verileceği halde İstanbul istihbarat polislerinin Dink’e yönelik hayati tehdit varlığı yönünde değerlendirme yapmaları gerekirdi. Nitekim uygulama Dink cinayetinden sonra bazı gazeteci ve yazarlar için yapılmıştır. Hrant Dink’in İstanbul’da yargılandığı davalarda sonra maruz kaldığı fiziki saldırılar ve protestolardan İstanbul polisinin haberdar olmadığı söylenemez. Ayni zamanda Hrant Dink’in Ermeni bir gazeteci olması ve EGM istihbarat daire başkanlığı tarafından 2006 yılında Ermeni soykırımı meselelerinin tartışıldığı donemde Ermeni vatandaşlara yönelik girişimlere karşı duyarlı olunması gerektiği talimatı da Dink’e karşı koruma verilmesi teklifinin değerlendirilmesini gerektirmektedir. Ayni zamanda Ermeni Patriği Mesrop II’nin Ermeni toplumunun korunması talebiyle yazdığı dilekçe İstanbul Emniyetine de gönderildiği tespit edilmiş buna rağmen Agos gazetesi ve Dink’e koruma verilmesinin gündem edilmediği görülmüştür.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • İstihbarat şube müdürü Ahmet ilhan Güler’in Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün aylık kesimi başlıklı 5/A-6 “Görevde kayıtsızlık göstermek, görevi savsaklamak veya geçerli bir özrü olmaksızın belirtilen surede bitirmemek” maddesine aykırı hareket ettiği, bu sebeple aylık kesimi cezası ile tecziye edilmesi gerektiği ve görevinden alınarak başka uygun bir göreve atanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
  • İl Emniyet müdürü Celalettin Cerrah’ın Trabzon’dan gelen yazıdan haberi olmamakla beraber astlarının aldıkları bilgileri kendisine ulaştırması yönünde tedbirleri almaması, Dink’e yönelik haber ve eylemleri isabetli bir şekilde tahlil edemediği, il emniyet müdürü olarak bu tur olaylarda daha duyarlı davranması gerektiği sebebiyle Emniyet örgütü Disiplin tüzüğünün 13. Maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Ek Ön inceleme Raporu

Tarih: 21/08/ 2007

Konu: Trabzon’dan gelen yazının ciddi olarak ele alınmadığı ve gerekli çalışmanın İstanbul istihbarat Şube’since yapılmadığı incelemesi

Müfettişler: Şükrü Yıldız

Müfettişlerin Tespitleri:

  • İstihbarat bilirkişileri Emniyet Müdürleri Yunus Yazar ve Lokman Kırcılı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda Trabzon’dan gelen yazı üzerine gerekli ve yeterli çalışmanın İstanbul istihbarat şube müdürlüğünce yapılmadığı, yapıldığı iddia edilen adres çalışması ve sonucunun rapor halinde Trabzon emniyeti ve istihbarat daire başkanlığına sunulmadığı tespit edilmiştir.
  • Trabzon’dan gelen yazının istihbarat şube Müdürü Ahmet İlhan Güler tarafından beklemeye alındığı, beklemeye almak yerine Trabzon’dan detaylı bilgi istemesi gerektiği tespit edilmiştir.
  • Trabzon’dan gelen yazı üzerine başlatılan adres çalışması ve sonucunun şubede görevli memurlar tarafından yapıldığı, şube müdürü tarafından görülüp paraflandığı tespit edilmiş, ancak şube müdürü Ahmet ilhan Güler’in konuyu beklemeye aldığı anlaşıldığından şubede görevli personelin bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • İstanbul istihbarat Şube müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Ön inceleme Raporu

Tarih: 11/03/ 2008

Konu: Trabzon’dan gelen yazının ciddi olarak ele alınmadığı ve gerekli çalışmanın İstanbul istihbarat Şube’since yapılmadığı incelemesi

Müfettişler: Şükrü Yıldız

Müfettişlerin Tespitleri:

  • 22/02/2008 tarihli istihbarat alanında Uzman Polis müfettişi 1. Sınıf Emniyet müdürleri Durmuş Demirbaş ve Levent Yarımel tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda Trabzon’dan gelen yazıdan il emniyet müdürünün haberdar edilmesi gerekirken edilmediği, yazıda belirtilen adres üzerinde yapılan çalışmanın sonuçlarının rapor haline getirmedikleri ve resmi yazı ile İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyetine gönderilmesi gerekirken gönderilmediği tespit edilmiştir.
  • Osman Hayal’in çalıştığı söylenen adres üzerinde İstanbul istihbarat polis memurlarının yaptıkları çalışmaların yazılı halinin amirleri Volkan Altunbulak, İbrahim Pala tarafından paraf edildiği ve şube müdürüne sunulduğu, Şube müdürü Ahmet İlhan Güler’in de yazıyı paraflayarak beklemeye aldığı tespit edilmiştir. Ancak bu yazı rapor halinde bilgisayara girilmemiştir. Bu durum çalışma sonucu yazıldığı ve paraflandığı söylenen yazının Dink cinayetinden sonra oluşturulduğu şüphesini doğurmaktadır.
  • Bu şüphe sonucu log kayıtlarına bakılmış ve Osman hayal isminin İstanbul istihbarat şubedeki ilk sorgusunun 22.01.2007 (cinayetten 2 gün sonra) yapıldığı, Trabzon’dan yazının gönderildiği tarihlerde (17 Şubat 2006) sorgulaması yapıldığı iddia edilen Osman Hayal’e ait telefon sorgusunun hiç yapılmadığı tespit edilmiştir.
  • İstanbul istihbarat şubede komiser Volkan Altunbulak ’ın yaptım dediği tetkik çalışmalarının cinayetten sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.
  • Sonuç olarak Trabzon’dan gönderilen yazıyla ilgili olarak İstanbul istihbarat şube müdürlüğünde cinayet sonrasına kadar herhangi bir çalışma yapılmadığı görülmektedir.
  • Emniyet Genel Müdürlüğüne sorulan soruya cevaben gelen yazıda Trabzon’dan gelen istihbarat üzerine asıl çalışma yapması gereken il hedef şahsın ikamet ettiği yer İstanbul’dur denilmiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon’dan gelen yazından haberi olmayan Celalettin Cerrah hakkında soruşturma izni verilmemesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
  • İstihbarat Şube müdürü Ahmet İlhan Güler, Şube müdür yardımcısı Bülent Köksal, büro amiri İbrahim Pala, kısım amiri İbrahim Şevki Eldivan, masa amiri Volkan Altunbulak, polis memuru Bahadır Tekin ve polis memuru Özcan Özkan hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Araştırma Raporu

Tarih: 19/05/ 2008

Konu: Trabzon’dan gelen yazının ciddi olarak ele alınmadığı ve gerekli çalışmanın İstanbul istihbarat Şube’since yapılmadığı incelemesi

Müfettişler: Akif İkbal

Müfettişlerin Tespitleri:

  • İstanbul İstihbarat şubede görevli Volkan Altunbulak ’ın kullandığı bilgisayar İstanbul Üniversitesinden uzmanlarca bilirkişi incelemesine tabi tutulmuş sonuç olarak Yasin hayal adin acilmiş .xls uzantılı dosyanın 20 Şubat 2006 tarihinde oluşturulduğu ve 8 dakika açık kaldığı tespit edilmiştir. Bu dosyaya Osman hayal ile ilgili olarak yapılan adres çalışması kaydedilmiştir.
  • İstanbul İstihbarat şube bilgisayarlarında daha önce yapılan LOG kayıtları incelemesinde sadece Volkan Altunbulak’a ait kullanıcı adı ve şifreyle inceleme yapıldığı ve büroda bulunan diğer kişilerin kullanıcı adi ve şifreleriyle tüm bilgisayarlarda Log kaydı incelemesi yapılmadığı için eksik inceleme neticesinde Osman Hayal’e ait telefon sorgulamasının cinayetten sonra yapılmış gibi anlaşılabileceği ve yanlış bir sonuca varılabileceği tespit edilmiştir.
  • Bu şekilde Log kayıtları incelemesini yapan EGM istihbarat daire başkanlığı, Mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız’ı İstanbul istihbaratının bilgisayarlarında Osman Hayal’e ait telefon sorgusunun cinayetten sonra yapıldığını söyleyerek yanıltmıştır.
  • Durmuş Yılmaz ve Levent Yarımel’in hazırladığı bilirkişi raporlarında İstanbul istihbarat polislerinin yaptığı adres çalışmasının amirleri tarafından paraflanmasına karsın bilgisayar ortamına girilmemesini ilgili mevzuata aykırılık olarak görmelerine rağmen, 61116 sayılı İstihbarat Daire Başkanlığı Merkez ve taşra birimleri arşiv talimatının personel raporları başlıklı 1/k maddesi gereği ilgili raporların bilgisayara girilmesinin şube müdürlerinin takdirinde olduğu görülmemiştir. Şube müdürü Ahmet İlhan Güler takdir yetkisini kullanmıştır.
  • Trabzon’dan gelen yazıda Osman Hayal’in kaldığı adresin teyidi yönünde bir talep bulunduğundan ve bu talebin yerine getirilmemesi ve Trabzon’a bilgi verilmemesi sebebiyle soruşturma izni istenmesine karşı, bu yazıdaki talebin yerine gelmemesinin Ogün Samast tarafından islenen cinayetle ne gibi bir ilgisinin olduğu anlaşılamamıştır.
  • Koruma yönetmeliğinde 10. Maddede terör odaklarının açık hedefi haline gelenler talepleri üzerine korunular dendiği ve Hrant Dink de bu kategoride olup kendisi koruma talep etmediği için koruma verilmemesinin İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’e sorulamayacağı kanaatine varılmıştır. 11. Maddede hayati ciddi bir tehdit altında olanların istihbarat birimlerin talebi üzerine resen koruma altına alınacağı söylenmekte iken Hrant Dink’in hayatinin tehdit altında olduğuna dair İstanbul Emniyetine bir istihbarat gelmemiştir.
  • Koruma talebinin konu ile ilgili asil çalışmayı yapan Trabzon emniyeti tarafından İstanbul ile gerekli yazışmalar yapılarak istenebileceği göz önünde bulundurulmadan sadece İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Gülerden bunu beklemenin hakkaniyetsiz olacağı anlaşılmıştır.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesinin Trabzon’dan gelen yazı üzerine düşeni yaptıkları ve olayda bir sorumluluklarının olmadığı kanaatine varılmıştır.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporu

Müfettişler: Mehmet Akın, Ayşegül Genç, Yasemin Tuğçe İnan

Tarih: 10/10/2008

Müfettişlerin Tespitleri:

İstanbul Emniyeti yönünden

  • Trabzon Emniyeti İstihbarat şube Müdürlüğü’nün 17.02.2006 tarihli yazısı üzerine isim ve adres çalışması yapılmış, çalışma sıralı amirler tarafından paraflanmış ancak Trabzon emniyetine herhangi bir yazı yazılmadığı görülmekle beraber, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin konuyla ilgili açıklamalarında; yapılan araştırma sonucunda elde edilen bilgilerin Volkan Altunbulak tarafından telefonla yapılan görüşme ile Trabzon İstihbarat şubesinde görevli Komiser Özkan Mumcu “ya aktarıldığı anlaşılmıştır.
  • İçişleri Bakanlığı Müfettişi Akif İkbal tarafından düzenlenen 19.05.2008 tarihli Araştırma Raporundaki görüşlere katılarak Trabzon’dan gelen yazı üzerine İstanbul il Emniyet Müdürlüğü görevlilerince gerekli çalışmaların yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • İstanbul Emniyeti nezdinde Hrant Dink’in hedef olabileceği değerlendirmesine yeterli derecede istihbari bilgi bulunduğu, İstanbul Emniyetinin Hrant Dink’in korunması noktasında İstanbul Valiliği nezdinde veya Merkez Koruma Komisyonunun değerlendirmesine sunmak üzere bir girişimde bulunabileceği halde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
  • İstanbul Emniyeti İstihbarat şubesi tarafından yapılan araştırma sonucunu gösterir yazının bilgisayar kayıtlarına aktarılarak İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesindeki Merkez Şubeye iletilmesinin gerektiği, ancak İstanbul İstihbarat şube Müdürlüğü’nce bu konuda eksik işlem tesis edildiği anlaşılmıştır.
  • Yapılan adres çalışmasının ardından İstanbul Emniyeti açısından konunun bekleme aşamasında olduğu ve bunun sebebinin Trabzon Emniyeti İstihbarat şubesince İstanbul Emniyeti’ne ilave herhangi bir bilgi verilmemesi olduğu anlaşılmıştır.
  • İstanbul İstihbarat şube Müdürlüğü’nün Trabzon Emniyeti’nin bahse konu yazısı üzerine talep edilen araştırmayı yapmak ve sonucunu resmi kayıtlara geçirmek dışında, elde edilen veriler dolayısıyla herhangi başka bir istihbari ve/veya operasyonel çalışma yapmasının beklenemeyeceği, İstanbul Emniyeti’nin bir şahsa karşı eylem yapma niyetini taşıyan ancak yetki alanı dışındaki, başka bir şehirde ikamet etmekte olan bir şahsa operasyon düzenlemesinin, yetkisi dışında bulunduğu anlaşılmaktadır.
  • Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Hedef şahıslara ilişkin uygulamanın daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla geçmişte İDP içerisinde “Hedef şahıslar Programı” hazırladığı, bu kapsamda değerlendirilen kişiler hakkında İDP ortamında fiş açılmaksızın veri girişi işlemlerinin bu programda yapılmasını kararlaştırdığı, programa veri girişi yapma yetkisini Merkez Haberalma şube Müdürlüklerine tanıdığı, Hedef şahıslarla ilgili bilgilerin bir yerde toplanıp, bilgi taleplerine de tek elden belli bir disiplin içerisinde cevap verilmesi amacıyla kurulan bu yeni sistemin, il istihbarat şube Müdürlüklerinin kullanımına açılmadığı tespit edilmiştir. il istihbarat Müdürlüklerince hedef Şahıslar ile ilgili elde edilen bilgilerin hiçbir işlem yapılmadan konusuna göre istihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde bulunan Merkez Haberalma şube Müdürlüğü’ne bildirilmesi gerektiği belirlenmiş ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Hrant Dink’in hedef Şahıs olarak değerlendirmek suretiyle herhangi bir işlem yapmasının mümkün olmadığı, böyle bir değerlendirmenin ancak istihbarat Daire Başkanlığı’nca yapılabileceği tespit edilmiştir.
  • Yapılan incelemeler ışığında gerek MOBESE ve gerekse çevrede bulunan kamera kayıtlarında olay günü Ogün Samast’ın yalnız olmadığına dair herhangi bir bulguya ulaşılamadığı, şüpheli olarak nitelenen şahısların olay ile ilgisinin kurulamadığı anlaşılmıştır.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • *İstanbul emniyeti ile ilgili sadece görevliler haklarında yapılan işlemlerin neler olduğu sayılmış olup görev ihmali tespiti yapılmamıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Öninceleme Raporu

Tarih: 11/03/ 2010

Konu: Trabzon’dan gelen yazının ciddi olarak ele alınmadığı ve gerekli çalışmanın İstanbul istihbarat Şube’since yapılmadığı incelemesi

Müfettişler: Mustafa Üçkuyu, Mehmet Canoğlu

Müfettişlerin Tespitleri:

  • İstihbarat şube mudur yardımcısı Bülent Köksal ve komiser Volkan Altunbulak yazının önemli bir yazı olduğunu ifade etmişler, yazı üzerine önemli notu düşülmüş, buna göre Trabzon’dan gelen yazının ham veya rutin bir yazı olmadığı tespit edilmiştir.
  • İstanbul istihbarat şube görevlisi Volkan Altunbulak’ın “Dell” marka bilgisayarının İstanbul Üniversitesi hocalarından oluşan bilirkişi heyeti tarafından incelenmesi üzerine bilgisayarda 17 Şubat 2006 tarihinde Yasin hayal enson.xls dosyasının açılmış olduğu ve dosyanın 8 dakika açık kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Mülkiye müfettişi Akif ikbal bu bilirkişi raporuna dayanarak İstanbul istihbarat şubenin Trabzon’dan gelen yazı üzerine gereken işlemleri yaptığının ve bir kusurlarının olmadığı kanaatine varmıştır.
  • Müfettişlerimiz tarafından ilgili bilgisayar alanında uzman yeni bir heyetçe bilirkişi incelemesine tabi tutulmasına karar verilmiş, bilirkişilerden alınan raporda bilgisayar içerisinde oluşturulan dosyanın saati ve tarihi değiştirilmiş başka bir bilgisayarda oluşturulup Volkan Altunbulak’ın bilgisayarına taşınmış olabileceğinin ihtimaller arasında olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple ilgili dosyanın belirtilen tarihte açılmış olduğu bilgisi net bir bilgi değildir.
  • 16 Haziran 2009 tarihli EGM istihbarat daire Başkanlığının log kayıtlarını inceleyen bilirkişi heyeti raporuna göre IDP/IDEA sistemleri içinde Volkan Altunbulak veya İstanbul istihbarat şube görevlilerince “Hrant Dink”, “Yasin Hayal” ve “Osman Hayal” ismi baz alınarak herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Ayrıca DARA (telefon detay kayıt sistemi) projesi incelendiğinde 2006-2007 yıllarında Volkan Altunbulak veya başka bir İstanbul istihbarat şube görevlisince 05387190381 ve 05382044104 numaralı telefonların sorgulandığına dair log kayıtlarına rastlanmadığı tespit edilmiştir. Anlaşılana göre Volkan Altunbulak IDP/IDEA/DARA sistem veya projelerinde kendisinin iddia ettiğine aykırı olarak 20 Şubat 2006 tarihinde sorgu veya araştırma yapmadığı tespit edilmiştir. İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesindeki IDP/IDEA/DARA projelerinin log kayıtlarında bir silinme veya değiştirilmenin de olmadığı belirtilmektedir.
  • İstanbul istihbarat şubesince Trabzon’dan gelen yazıda belirtilen bilgiler üzerine polis memurları Bahadır Tekin ve Özcan Özkan tarafından yapılan tahkikat raporunun, üzerinde yazan 24 Şubat 2006 tarihinde değil de cinayet sonrasında sorumluluktan kurtulmak için yapılmış olduğu şüpheleri üzerine incelemeler yapılmıştır. a) raporun hiyerarşik olarak sırayla paraflanmasına rağmen ara kademedeki bir amir olan başkomiser İbrahim Şevki Eldivan’ın herhangi bir resmi mazereti olmadığı halde bu raporu paraflamadığı görülmüştür. Bunun sebebinin raporun cinayet tarihinde düzenlenmesi ve o tarihte İbrahim Şevki Eldivan’ın yurt dışı görevinde olması ihtimaller arasındadır. b) 1 Kasım 2005 ile 31 Aralık 2006 tarihleri arasında polis memuru Bahadır Tekin tarafından hazırlanan 66 adet tahkikat raporunun 65’inin İstanbul istihbarat şubesinde kullanılan VADI isimli arşiv programına kaydedildiği sadece 24 Şubat 2006 tarihli olaya konu raporun kaydedilmediği tespit edilmiştir. c) Yine Bahadır Tekin tarafından hazırlanan 66 adet tahkikat raporunun 65’inde paraf olmamasına rağmen yalnızca 24 Şubat 2006 tarihli olaya konu rapor üzerinde sıralı amirlerce paraf atıldığı görülmektedir. d) ilgili rapor polis memurundan şube müdürüne kadar sıralı amirler tarafından sırasıyla imzalanması aşamasında ara kademedeki emniyet amiri İbrahim Pala’nın rapor üzerine araştırma yapılmasına dair emirvari bir not düştüğü daha sonra bunda raporun Şube Müdürü Ahmet ilhan Güler’e sunulduğu, üste sunulan rapora böyle bir ifadenin yazılmasının olağan olmadığı tespit edilmiştir. e) 1 Kasım 2005 ile 31 Aralık 2006 tarihleri arasında çoğu tahkikatta ekip halinde çalışan Bahadır Tekin, Özcan Özkan ve Kahraman Küllücek’in beraber çalıştıkları, ancak 24 Şubat 2006 tarihli olaya konu raporda Kahraman Küllücek’in imzasının bulunmadığı tespit edilmiştir. Alınan ifadelerde Kahraman Küllücek’in bu tahkikata katılmamasının nedeni somut bir şekilde ortaya konulmamıştır. Bu sebepler tek başlarına kanaat oluşturmaya yetmese bile hep beraber değerlendirildiğinde raporun cinayet sonrasında oluşturulduğu şüphelerini güçlendirmektedir.
  • İddia edildiği gibi 24 Şubat 2006 günü polis memurları Bahadır Tekin ve Özcan Özkan’ın Ümraniye tarafında Osman Hayal’in çalışmış olabileceği adres üzerindeki araştırmanın aslında cinayet sonrası yapılmış olabileceği ihtimali incelenmiştir. Buna göre ilgili polis memurlarının 24 Şubat 2006 günü sabah saat 09:30’dan gece 01:00’a kadar Fatih/İstanbul bölgesinde başka bir tarassut görevinde oldukları tespit edilmiştir. İfadeleri alınan İstanbul istihbarat görevlileri Ümraniye tarafındaki tahkikat sabah 9:30’dan önce yapıldığını ve sonra Fatih bölgesine geçildiğini beyan etmişlerdir. İkamet adresleri İstanbul’un Avrupa yakasında olan polis memurlarının sabah erken saatte İstanbul trafiğinde Ümraniye’ye gidip araştırma yapıp tekrar Fatih bölgesine 09:30’dan önce dönmelerinin çok düşük bir ihtimal olduğu anlaşılmaktadır.
  • Volkan Altunbulak’ın tahkikat emrini verdim dediği tarihle tahkikatı yaptığı iddia edilen Bahadır Tekin’in emri aldım dediği tarih çelişmektedir.
  • Volkan Altunbulak’ın Trabzon istihbaratında görevli Özkan Mumcu’yu telefonla arayıp konu ile ilgili bilgi verdiğini söylediği tarih ile Özkan Mumcu’nun belirttiği tarih çelişmektedir.
  • Buna göre eldeki bilgi belge ifadeler ve bilirkişi raporlarının hem komiser Volkan Altunbulak’ın 20 Şubat 2006 tarihinde yaptım dediği istihbari sorgulama ve çalışmaları hem de polis memurları Bahadır Tekin ve Özcan Özkan’ın 24 Şubat 2006 tarihinde Ümraniye’deki tahkikat çalışmasını yapmadıkları, 24 Şubat 2006 tarihli tahkikat raporunun bahsi geçen tarihte oluşturulmayıp başka bir tarihte oluşturulduğu iddiasını doğrular nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
  • Tüm bunlara gören İstanbul istihbarat şubesinin Trabzon’dan gelen yazı üzerine yapıldığı iddia edilen çalışmaları yapmadığı tespit edilmiştir.
  • Koruma sağlama teklifi vermeme ile ilgili olarak, Koruma Hizmetleri yönetmeliğinin 11. Maddesinde istihbarat birimlerine yüklenen görev korunması istenecek kişinin hayati tehlikesinin olması şartına bağlanmıştır. Trabzon’dan gelen yazı Hrant Dink’in hayati tehlikesi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu durumda İstanbul istihbarat şubenin konuyu il koruma komisyonuna taşıması gerekirdi. Bunu Yapmayarak üzerine düşen görevi yerine getirmediği tespit edilmiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • İstanbul il Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, istihbarattan sorumlu il Emniyet Müdür Yardımcısı Şammaz Demirtaş, istanbul istihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, C bürodan sorumlu şube müdür Yardımcısı Bülent Köksal, C büro amiri başkomiser İbrahim Şevki Eldivan, C2 kısım amirliğinde görevli komiser Volkan Altunbulak, polis memurları Bahadır Tekin ve Özcan Özkan hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.

Devlet Denetleme kurulu

02.02.2012

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü

  • Hrant Dink’in hedefe alındığı ve hayatının ciddi biçimde tehdit altında olduğu, ilgililerin bu durumu bildiği ve buna bağlı olarak Hrant Dink aleyhine yapılan eylemlerden haberlerinin olması gerektiği ve kendi ifadelerine göre de haberlerinin olduğu. Dink’in birden fazla tehdit edildiği anlaşıldığından. Hrant Dink’in korunması için gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmaması ve bu suretle görevin ihmal edilmesinde kusuru bulunan kamu görevlilerinin AÎHM kararı da dikkate alınarak soruşturulması gerektiği değerlendirilmektedir.
  • Volkan Altunbulak’ın cinayetten önce Yasin Hayalin veya Osman Hayal’in telefon kayıtlarını Dara sisteminden taradığına ilişkin beyanlarının ve Excel belgesinin şüpheli olduğu yönündeki İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin tespit ve bulgularının AİHM’sinin Dink/Türkiye kararı çerçevesinde yargısal sürece taşınması gerektiği düşünülmektedir.
  • Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün 17.02.2006 tarih ve 027248 sayılı yazısının gereği olarak. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce yapıldığı iddia edilen Ümraniye-Sarıgazi’deki Tahkikat çalışmasının yapılmadığı ve Polis Memurları Bahadır TEKİN ve Özcan Özkan’ın Tahkikat Raporunu 24.02.2006 tarihinden sonra oluşturdukları ve yazı gereği yapılması lazım gelen istihbarat gereklerini istenilen ölçüde verine getirmedikleri yönünde kuvvetli şüpheler ve deliller bulunduğu anlaşılmaktadır.

Trabzon Emniyet Müdürlüğü

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Araştırma raporu 1

Tarih: 05/02/ 2007

Konu: İstanbul Emniyetince gerekli tedbirlerin alınmaması

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç

Müfettişlerin Tespitleri:

  • 02.2006 tarihinde Trabzon Emniyet Müdürlüğünden İstanbul Emniyet müdürlüğüne Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’e yönelik eylem gerçekleştirileceği bilgisini içeren ve gereğinin yapılması istenen bir yazı gönderilmiştir.
  • Trabzon’dan gelen bilgi somut ve kesin bir bilgidir. Nokta istihbarattır.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon emniyeti gönderdikleri yazıyla beraber konunun İstanbul emniyetince takip edildiğini düşünmektedir. Daha öncesinde başarılı bir çalışmayla istihbaratı elde edip ilgili yere göndermişlerdir. Olayda herhangi bir kusurları bulunmamaktadır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Değerlendirme Raporu

Tarih: 05/03/ 2007

Konu: Dink cinayeti ile ilgili Trabzon il emniyet müdürü Reşat Altay’ın sorumluluğu

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Görevine 15 Mayıs 2006 tarihinde başladığı, cinayete kadar olan 7 aylık sürenin azlığı ile araştırma neticesinde elde edilen verilerin sorumluluk incelemesinde objektif bir değerlendirme yapmak için yeterli olmadığı, cinayetin önlenmesi için gereken tedbirler anlamında gayret gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Öninceleme Raporu

Tarih: 05/08/ 2007

Konu: Dink cinayeti ile ilgili Trabzon il emniyet müdürlüğü görevlilerinin sorumluluğunun incelenmesi

Müfettişler: Şükrü Yıldız

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Erhan Tuncel 17/11/2004 ile 23/11/2006 tarihleri arasında Yasin Hayal ve etrafındakilerden bilgi edinebilmek maksadıyla Trabzon Emniyeti tarafından Yardımcı İstihbarat Elemanı olarak kullanılmıştır. Hrant Dink’e yönelik yapılacak eylemden ilk defa Şubat 2006’da polis memuru Muhittin Zenit haberdar olmuştur. Konu bir yazı ile 17 Şubat 2006’da İstanbul Emniyetine ve İstihbarat Daire başkanlığına bildirilmiştir.
  • Yasin Hayal’in Trabzon emniyeti tarafından hem telefon dinlemesi hem de yardımcı istihbarat elamanından alınan bilgilerle 08/11/2005’ten cinayet tarihine kadar aralıksız olarak izlendiği tespit edilmiştir.
  • Erhan Tuncel’in de telefonlarının ilk defa 13 Temmuz 2006 olmak üzere 3’er aylık dönemler halinde toplam 3 dönem dinlendiği tespit edilmiştir. Cinayetin işlendiği tarihte de telefonu dinlenmekteydi.
  • Erhan Tuncel ile 11 buluşma yapıldığı bunlardan 10’unda haber raporu düzenlendiği, bu raporlardan sadece ikisinde Hrant Dink ile ilgili bilgilerin yer aldığı tespit edilmiştir. İlk haber Şubat 2006’da eylemin yapılacağı yönündedir. İkinci haber Nisan 2006’da eylemden vazgeçildiği yönündedir.
  • Erhan Tuncel ile irtibat 13 Haziran 2006’ya kadar Muhittin Zenit, 13 Haziran ile 10 Ağustos arası Özkan Mumcu ve 10 ağustostan Yie’lik statüsünün bitirildiği 23 kasım 2006’ya kadar Mehmet Ayhan tarafından yürütülmüştür.
  • Erhan Tuncel ile Trabzon istihbarat Şube Müdürü Engin Dinç ve emniyet amiri Ercan Demir de yüz yüze görüşmüşlerdir.
  • Yapılan incelemelerde Trabzon Emniyeti görevlilerinin Dink cinayetinin önlenmesinde bir kusurlarının olmadığı tespit edilmiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon Emniyet Müdürleri Ramazan Akyürek, Reşat Altay, İstihbarat şube müdürleri Engin Dinç, Faruk Sarı, emniyet amiri Ercan Demir, komiser yardımcısı Özkan Mumcu, polis memurları Muhittin Zenit ve Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verilmemesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Araştırma Raporu

Tarih: 08/11/ 2007

Konu: Dink cinayeti sonrası polis memuru Muhittin Zenit ile Erhan Tuncel arasında geçen telefon konuşması

Müfettişler: Mithat Dumanlı, Abdullah Erin, Mehmet Tanışır

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Erhan Tuncel ile polis memuru Muhittin Zenit Cinayetten yaklaşık 1 saat 45 dk sonra telefonla görüştükleri ve bu görüşmenin içeriğinin basın ve yayın organlarında ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
  • Yapılan inceleme sonrası Muhittin Zenit’in cinayetin önlenmesi için Erhan Tuncel’den aldığı istihbaratı rapor haline getirip üstlerine arz ettiği, Erhan Tuncel ile irtibatını başka bir yere tayini çıktıktan sonra kestiği ve cinayet günü Tuncel’i amirlerinin talimatıyla aradığı ve konuşma içindeki üslubunun Tuncel’den daha fazla bilgi almaya yönelik olduğu tespit edilmiştir.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporu

Müfettişler: Mehmet Akın, Ayşegül Genç, Yasemin Tuğçe İnan

Tarih: 10/10/2008

Müfettişlerin Tespitleri:

Trabzon Emniyeti yönünden

  • Trabzon il Emniyet Müdürlüğü’nün cinayet öncesi edindiği istihbaratla ilgili olarak planlı bir istihbarat operasyonu yürütmediği, cihat bölgeleriyle iltisaklı ve Mc Donald’s bombalamasını gerçekleştiren Yasin Hayal ve çevresindeki oluşum hakkında gerek teknik takip ve gerekse yardımcı istihbarat elemanı kullanmak suretiyle istihbarat toplamakla yetindiği tespit edilmiştir.
  • Erhan Tuncel’in Yardımcı İstihbarat Elemanlığının sona erdirilmesinin ardından, konunun takip edilmesinin zorlaşacağı ve tehdidin de varit olduğu göz önüne alınarak Hrant Dink’in korunmaya alınmasını gerektirecek ciddi bulgulara ulaştığı konusunda İstanbul Emniyeti ve İstihbarat Daire Bakanlığı’na herhangi ilave bir bilgi iletmediği tespit edilmiştir.
  • “Yasin Hayal’in Hrant Dink’e ses getirecek bir eylem planladığı” yönündeki çok önemli istihbari bilginin, Yasin Hayal ve yakın irtibatları Jandarma Bölgesi olan Pelitli’de ikamet ettiği halde, Trabzon Valiliği ve Trabzon il Jandarma Komutanlığı ile paylaşılmadığı anlaşılmıştır.

Devlet Denetleme kurulu

02.02.2012

Trabzon Emniyeti

  • Erhan Tuncel’den 09.10.2005 tarihli buluşmada elde edilen bilgilerin ham bilgi olarak değerlendirilebileceği, ancak 15.02.2006 tarihli buluşmada elde edilen bilgilerin ise kıymetlendirildiği, telefon numaralan araştırılarak teyit edildiği, son olarak da yorumlandığı [Yasin Hayalin önceki eylemlerine dikkat çekilerek bu eylemi yapabileceği gibi) ve son aşama olarak gereği için İstanbul’a gönderildiği, bu çerçevede elde edilen ve yayılan bu bilginin ciddi ve üzerinde durulması gereken bir istihbari bilgi olduğu değerlendirilmektedir.
  • Trabzon Emniyet Müdürlüğü personelinin yukarıda alıntılanan ifadelerinde fiziki takip yapıldığı belirtilmekle birlikte, Kurulumuza ulaşan bilgi ve belgeler arasında, cinayet planından haberdar olunduktan sonra 2006 yılı içinde, Erhan Tuncel ile Yasin Hayal ve grubunun fiziki takipleri sonucunda düzenlenmiş takip-tarassut raporuna (F5) ve tahkikat raporuna rastlanmamıştır.
  • Netice olarak. Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin istihbarat gereklerine göre Yasin Havai ve arkadaşlarını fiziki olarak da takip etmelerinin gerektiği, kendilerince fiziki takibin yapıldığının ifade edildiği ancak bu görevin yapıldığına ilişkin herhangi bir belere ve kanıt sunulamadığı görüldüğünden bu durumda fiziki bir takip yapılmadığı kanaatine varılmıştır.
  • Trabzon Emniyet İstihbarat personelinin dinledikleri telefonlara ait görüşmeleri kıymetlendirmediği, bu şekilde telefon dinlemelerinden amaçlanan faydanın sağlanamadığı. Yasin Havarin teknik takip ve dinlemede olan telefonunu kullanmıyor olduğu bilinmesine rağmen başka tedbir alınmadığı ve Yasin Havarin takipsiz kaldığı anlaşılmıştır.
  • Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğünde yasanan görev değişikliklerinden sonra veni kadroların Erhan Tuncerden istihbarat almak için değişik istihbarat teknik ve metotlarını kullanamadıkları ve Erhan TunceHn YİE’liğine son verilme yolunu tercih ettikleri görülmektedir.
  • Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü Görevlilerinin cinayeti ve nasıl işleneceğini bildikleri halde, cinayet hazırlığı yapanları gereği gibi takip edip engellemedikleri ve bu suretle memuriyet görevlerini yerine getirmedikleri hususunda yeterli ve makul şüphe niteliğinde bilgi ve belge bulunduğu anlaşılmaktadır.
  • Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğün aldığı istihbaratı yetkili ve görevli İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğüne bildirdiği ve İstanbul Emniyetinin bu istihbaratta yer alan bilgileri araştırıp Trabzon’a geri dönüş yapmadığı dikkate alınarak İstanbul’da ikamet eden Hrant Dink’e koruma tedbirlerinin alınmamasında Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Trabzon Jandarma Komutanlığı

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Tevdi Raporu

Tarih: 15/02/ 2007

Konu: Trabzon Jandarmanın kusuru olup olmadığı değerlendirmesi

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç, Jandarma Albay İsa Öztürk

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Yasin Hayal’in akrabası Coşkun İĞCİ ifadesinde Trabzon jandarmasında görevli kişilerle irtibatı olduğunu, onlara etrafında gördüğü çeşitli olaylarla ilgili haberler verdiği ve Yasin hayalin Hrant Dink isimli bir gazeteciyi öldüreceği bilgisini ögrenip Jandarmaya ilettiğini söylemiştir. İĞCİ, görüştüğü Jandarma görevlilerinin kendisine konunun takip edildiğini söylediklerini belirtmiştir.
  • Coşkun İĞCİ, 22.01.2007 günü jandarma görevlilerinin yanına geldiğini ve cinayet öncesi verdiği istihbarat konusunda kimseyle konuşmaması konusunda uyardığını söylemiştir. Aynı Jandarma görevlilerinin 24.01.2007 günü aksam tekrar gelip kendisini tehdit ettiklerini ve konuyu kimseyle paylaşmaması gerektiğini söylediklerini ifade etmiştir.
  • Trabzon jandarma görevlisi Veysal Sahin, İĞCİ ile temasını doğrulamış ancak bunun istihbarat amaçlı olmadığını söylemiştir. Kendilerine İĞCİ tarafından Dink konusunda verildiği iddia edilen istihbaratı cinayet gerçekleştikten sonra 20.01.2007 tarihinde Coşkun İĞCİ’den aldıklarını beyan etmiştir. Trabzon jandarma istihbarat şube müdürü Metin Yıldız da benzer ifadeler kullanmıştır.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Coşkun İĞCİ ve Jandarma görevlileri ile Yasin Hayal ve arkadaşlarının ifadelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu aralarında çeşitli benzerlikler ve bazı çelişkiler görülmekte ve konunun araştırılması için ilgili Trabzon Jandarma görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Öninceleme Raporu

Tarih: 02/04/ 2007

Konu: Trabzon Jandarmasının Coşkun İĞCİ’den istihbarat alıp almadıklarının incelemesi

Müfettişler: Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç, J. Albay İsa Öztürk, J. Albay Süleyman Doğan

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Coşkun İĞCİ de ifadesinde cinayetin isleneceği istihbaratını Jandarmaya verdiğini iddia etmektedir. Jandarma personeli de İĞCİ’nin ifadesinde çelişkiler olduğunu, kendisinden istihbarat almadıklarını ifade etmektedirler. Jandarma görevlileri Veysal Sahin ve Okan Simsek ile Coşkun İĞCİ’nin ortak ifadesi cinayetten önce ara ara görüştükleri yönündedir. Ancak görüşmelerin içeriği konusunda farklı ifadeler vermişlerdir. Bu ifadeler arasındaki çelişkiler giderilememiştir.
  • Pelitli bölgesi jandarma bölgesidir. Burada Yasin Hayal, Ogün Samast, Erhan Tuncel ve olayda adi gecen diğer şahıslar ikamet etmektedir. İfadesi alınan şahısların bahsettikleri ortak konu cinayetin isleneceği bilgisinin birçok kişi tarafından bilindiği ve Yasin Hayal ile Ogün Samast’ın silah taşıdıkları bilgisidir. Bu bilgiler Jandarma personelinin istihbarat zafiyeti sonucunu doğurmaktadır. Buradan anlaşılıyor ki Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve Merkez karakol komutanı Cevat Eser Dink’in öldürüleceği bilgisine kolayca ulaşabileceği halde görevin gereklerine uygun hareket etmemişlerdir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve Merkez karakol komutanı Cevat Eser, Jandarma istihbarat görevlileri Veysal Şahin, Okan Şimşek hakkında soruşturma izni verilmesi kanaatine ulaşılmıştır.
  • Trabzon il jandarma komutanı Ali Öz ve Bölük komutanı Murat Akçe’ye genel sorumluluk anlayışıyla üst düzey yönetim mevkiinde bulunan kişilere cezai sorumluluk yüklenemeyeceği değerlendirildiğinden haklarında soruşturma izni verilmemesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Ön inceleme Raporu

Tarih: 10/07/ 2008

Konu: Trabzon Jandarmasının Coşkun İĞCİ’den aldıkları istihbaratı değerlendirmemesi

Müfettişler: Namık Kemal İlhan, Şafak Başa

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından öldürüleceği bilgisinin temmuz 2006’da Coşkun İĞCİ tarafından Trabzon jandarma görevlisi Okan Şimşek ve Veysal Şahin’e bildirdiği elde edilen bilgilerin Trabzon jandarma istihbarat müdürü Metin Yıldız’a şifahi olarak bildirildiği, Metin Yıldız tarafından istihbarat şube brifinginde il jandarma komutanı Ali Öz’e arz edildiği, Ali Öz’ün bu konuyu özel olarak sonra konuşuruz diyerek konuyu kapattığı ve daha sonra kimseyle konuyu görüşmeyip talimat da vermediği anlaşılmıştır.
  • Ayrıca Okan Şimşek’in Yüzbaşı Metin Yıldız’a talimatını sorduğu ve Metin Yıldız’ın sonra talimat veririm diyerek konuyu geçiştirdiği anlaşılmıştır.
  • Cinayet gerçekleştikten sonra Coşkun İĞCİ’nin durumu başkalarına bildireceğinden endişe eden Ali Öz ve Metin Yıldız’ın talimatıyla Gazi Günay ilgili istihbaratı içeren bilgilerden bir haber formu düzenlendiği ve Okan Şimşek, Veysal Şahin ile Önder Araz tarafından Coşkun İĞCİ’ye konuyu kimseye anlatmaması gerektiği söylenmiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon jandarması Asayiş şube müdürü Binbaşı Ali Oğuz Çağlar, KOM şube müdürü Yüzbaşı Hüsamettin Polat, Gökhan Arslan, Hacı Ömer Ünalır, Uğur Erdoğan hakkında soruşturma izni verilmemesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
  • İl jandarma Komutanı Ali Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız, İstihbarat Şubede görevli Gazi Günay, Okan Şimşek, Veysal Şahin ile Önder Araz hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporu

Müfettişler: Mehmet Akın, Ayşegül Genç, Yasemin Tuğçe İnan

Tarih: 10/10/2008

Müfettişlerin Tespitleri:

Trabzon Jandarması yönünden

  • Olay öncesinde, Trabzon il Jandarma Alay Komutanlığı görevlilerinin elde edilen istihbari bir bilgiyi ve/veya ihbarı değerlendirmek suretiyle ve Yasin Hayal’in eylemi gerçekleştirmeye yönelik olarak bir silah arayışına girdiği bilgisi edinildiği halde, ileriye dönük bir operasyon çalışmasına zemin oluşturacak çalışmaları yapmadıkları, olay sonrasında ise suçluların yakalanmasına veya olayın aydınlatılmasına katkı sağlayacak bilgileri gerekli mercilere iletmedikleri ve bunun üzerine olaya ilişkin önceden haberdar olunan bilgileri gizlemeye yönelik olarak iş ve işlemler tesis ettikleri tespit edilmiştir.

 

 

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Hem gerçeğe aykırı resmi belge düzenlemek ve hem de idari görev tanımına uyan işi yapmamak ve/veya yapmakta ihmal göstermek suçları ile birlikte, Trabzon Jandarma Komutanlığınca temin edilen istihbari bilgilerin Trabzon Valiliği ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü ile paylaşılmayarak görevlerin ihmal edildiği, Trabzon il Jandarma Alay Komutanlığı görevlilerince elde edilen istihbari bir bilgiyi ve/veya ihbarı değerlendirilmemesi, ilgili mercilere intikal ettirilmemesi ve Yasin Hayal’in firari olarak arandığına ilişkin kayıtların (GBT ve Tahdit) girilmemesi bakımından sorumluluğu görülen il Jandarma Alay Komutanlığı görevlileri hakkında gerekli disiplin soruşturmasının yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

İnceleme(tevdi) Raporu

Tarih: 19/02/ 2010

Konu: Trabzon il Jandarma komutanlığının sorumluluğunun incelenmesi

Müfettişler: Mustafa Üçkuyu, Mehmet Canoğlu

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Yasin Hayal’in Trabzon Havaalanı’nda bomba bulunduğuna dair asılsız ihbarından dolayı aranmakta iken İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığının bilgi toplama sistemine veri girişi yapılması gerekirken bu veri girişi yapılmadığından Yasin Hayal yurt dışına çıkışı ve yurda girişi sırasında yakalanması sağlanmamış olup dönemin Trabzon Jandarma Komutanlığı görevlilerinin disiplin yönünden sorumluluklarının bulunduğu tespit edilmiştir.
  • Daha önceki Mülkiye Müfettişliği raporlarında da belirtildiği üzere, Coşkun İĞCİ’den alınan Hrant Dink’in Yasin hayal tarafından öldürüleceği bilgisi Trabzon il Jandarma Komutanlığı görevlilerince dikkate alınmamış ve gereği yapılmamış olup ancak cinayet sonrasında sorumluluktan kurtulmak için yazıya geçirildiği tespit edilmiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Trabzon il Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, Asayiş Şube Müdürü Binbaşı Ali Oğuz Çağlar, İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız, İl Merkez Komutanı Mehmet Altınel, İl Merkez Karakol Komutanı Nazmi Tamer, İl Merkez Karakol Komutanlığı Kısım Amiri Sedat Şükrü Anafarta, Bilgi Toplama Kısmı Görevlisi Dursun Evcil ve Ahmet Yurtçu ile Abidin Akyıldız, Kom Şube Müdürü Yüzbaşı Hüsamettin Polat, İstihbarat Şube Müdürlüğünde Görevli Hüseyin YılmazGazi Günay, Gökhan Aslan, Hacı Ömer Ünalır, Uğur Erdoğan, Önder Aras, Okan Şimşek, Veysel Şahin hakkında disiplin soruşturmasının yürütülmesi için konunun Jandarma Genel Komutanlığına tevdi edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır

Samsun Emniyet ve Jandarma

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Disiplin Raporu

Tarih: 19/02/ 2007

Konu: Samsun İl Emniyet müdürlüğü görevlilerinin Ogün Samast’ın Türk bayraklı fotoğrafının yer aldığı görüntülerin basına sızması konusundaki ihmallerinin incelemesi

Müfettişler: Rıdvan Aydin, K. Yücel Tutkun

Müfettişlerin Tespitleri:

  • Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube müdürlüğüne 00:30 sıralarında getirilen Ogün Samast, yaşının küçük olması sebebiyle nezarethaneye alınmamış Şube Müdürlüğü personelinin istirahat odası olarak kullandığı çay ocağı olan yere götürülmüş oda içerisinde polis ve jandarma görevlilerinin mülakat yapmak maksadıyla kaldığı, ilgililerin beyanlarına göre arşivde bulundurmak maksadıyla fotoğraf ve kamera görüntüsü alındığı, odadaki kapı tarafındaki duvarda tema vakfına ait takvimin olduğu, zanlı ile fotoğraf çektirenlerin arka fonunu Türk bayrağı ve Atatürk’ün “vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilemez” sözlerinin yer aldığı söz konusu takvimin oluşturduğu tespit edilmiştir.
  • Samsun Terörle mücadele şube müdürlüğünün kamerasından çıkan hafıza kartının içindeki silinmiş ve olay yeri inceleme büro amirliğinde kullanılan bilgisayardaki silinen fotoğrafların geri getirilmesiyle elde edilen fotoğraflarla “Star” gazetesinde 23 Ocak ve 25 Ocak 2007’de yayınlanan fotoğraflar birebir örtüşmektedir.
  • TGRT televizyonunda 1 Şubat 2007’de ana haberde yayınlanan görüntüler ile Samsun Emniyeti olay yeri inceleme bürosu tarafından çekilip arşivde tutulan görüntülerin de birebir örtüştüğü görülmektedir.
  • “Hürriyet” gazetesinde 3 Şubat 2007’de ilk sayfada yayınlanan ilk fotoğrafın Samsun jandarması tarafından çekilen görüntünün 8. Dk 2. Saniyesinden, ikinci fotoğrafın yine Samsun Jandarması tarafından çekilen görüntü dosyasının 9.dakika 16. saniyesinden durdurularak alındığı tespit edilmiştir.
  • Samsun emniyet müdürlüğüne yapılan ihbarla şehrin 3 farklı noktasına bırakılan CD’lerdeki görüntülerin Samsun Jandarması tarafından çekilen görüntülerle birebir örtüştüğü tespit edilmiştir.
  • “Hürriyet” gazetesinde 9 Şubat 2007 tarihinde yayınlanan fotoğraflar ile Samsun Jandarması tarafından çekilen fotoğraflar birebir örtüşmektedir.
  • TGRT haber editörü Ercan Gün görüntülerin kendisine isimsiz bir kurye ile gönderildiğini müfettişlere gönderdiği fax ile bildirmiştir. Bu sebeple kimin bu görüntüleri TGRT televizyonuna sızdırdığı tespit edilememiştir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Samsun İl Emniyet müdürü Mustafa İlhan, İstihbarat şube müdürü Fikri Yalman, TEM şube müdür vekili Metin Balta, Ogün Samast’la çekilen fotoğraf ve videolarla ilgili olarak kendi birimleri üzerindeki denetim görevlerini yeterince yerine getirmedikleri sebebiyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 6/A-3 “denetim görevini yerine getirmemek” maddesinde yer alan disiplin sucunu isledikleri tespit edilmiş ve 4 ay sureli rütbe durdurma cezası ile cezalandırılmaları gerekmektedir.
  • Ogün Samast’la fotoğrafları bulunan Güvenlik şube müdürü Yakup Kurtaran, komiser Ahmet Çetiner, polis memuru İsmail Türk’ün Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 7B-1 maddesindeki “Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” disiplin sucunu isledikleri gerekçesiyle 16 ay rütbe durdurma cezası ile cezalandırılmaları gerekmektedir.
  • TEM şubede komiser İbrahim Fırat’ın TEM şube kamerası ile çekilen fotoğrafları silmesi sebebiyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 12 maddesinde yazılı belgelerin yok edilmesi konusundaki maddesine istinaden 24 ay sureli rütbe durdurma cezası verilmesi gerekmektedir.
  • TEM şubede polis Memuru Cengiz Aydın’ın Tem şube kamerasıyla çekilen fotoğrafları müfettişlere sunmadığı gerekçesiyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 6/A-5 maddesinde belirtilen amirlerine iletilmesi gereken bilgi ve belgeleri zamanında iletmediğinden bahisle 4 ay sureyle rütbe durdurma cezası ile cezalandırılması gerekmektedir.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği

Tevdi Raporu

Tarih: 19/02/ 2007

Konu: Samsun İl Jandarma komutanlığı görevlilerinin Ogün Samast’ın Türk bayraklı fotoğrafının yer aldığı görüntülerin basına sızması konusundaki ihmallerinin incelemesi

Müfettişler: Rıdvan Aydın, J. Albay İbrahim İşgüder

Müfettişlerin Tespitleri:

  • “Hürriyet” gazetesinde 3 Şubat 2007’de ilk sayfada yayınlanan ilk fotoğrafın Samsun jandarması tarafından çekilen görüntünün 8. Dk 2. Saniyesinden, ikinci fotoğrafın yine Samsun Jandarması tarafından çekilen görüntü dosyasının 9.dakika 16. saniyesinden durdurularak alındığı tespit edilmiştir.
  • Samsun emniyet müdürlüğüne yapılan ihbarla şehrin 3 farklı noktasına bırakılan CD’lerdeki görüntülerin Samsun Jandarması tarafından çekilen görüntülerle birebir örtüştüğü tespit edilmiştir.
  • “Hürriyet” gazetesinde 9 Şubat 2007 tarihinde yayınlanan fotoğraflar ile Samsun Jandarması tarafından çekilen fotoğraflar birebir örtüşmektedir.

Müfettişlerin vardıkları sonuçlar:

  • Samsun il Jandarma komutanlığında görevli yüzbaşı Murat Bayrak’ın Ogün Samast’la samimi bir iletişim kurması, kendi telefonundan zanlıyı kayda alması, jandarma başçavuş Birol Ustaoğlu’nun fotoğraf çekimi esnasında arka fondaki takvimdeki yazının özellikle zanlının arkasında olmasına gayret etmesi, Jandarma görevlileri Yüksel Avan, Soner Turan, Ahmet Yılmaz ve Atalay Özcan’ın zanlıyla fotoğraf çektirmesi sebebiyle 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, görev ve yetkileri kanununa göre disiplin cezası ile cezalandırılmak üzere konunun Jandarma Genel Komutanlığına havale edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.