TR

ENG

Hrant Dink Cinayeti

Derin Bakış

Aktörler

Entrika

Belgeler

Hrant Dink, cesur kalemi ve hoşgörüye olan inancıyla Türkiye’de demokrasi ve insan hakları mücadelesinin simge isimlerinden biri haline gelmişti. 2007 yılında İstanbul’da uğradığı menfur suikast, sadece bir gazetecinin değil, barış ve özgürlük için mücadele eden bir vicdanın susturulması girişimi olarak hafızalarda yer etti.

Bu trajik olayın ardındaki olayları ve davanın ayrıntılarını daha yakından incelemek için, Hrant Dink cinayeti ile ilgili zaman çizelgesine göz atın.

Hrant Dink cinayetini ve sonrasındaki olayları anlamak, derinlemesine bir bakış açısı gerektiriyor. İddialar, cevaplar, sorular ve analizler aracılığıyla, bu karmaşık ve çok katmanlı davanın çeşitli yönlerini inceleyerek, hem kamuoyunun hem de uzmanların görüşlerine yer veriyoruz. Olayların detaylı bir analizini ve davanın gelişimini ele alarak, olayın bütünlüğünün anlaşılması için gerekli araçları sunmayı hedefliyoruz.

Hrant Dink olayının önemli aktörlerini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor, olayın tüm katmanlarını ve bu trajik suikastın etrafındaki insanları kapsayan geniş bir yelpaze sunmaya çalışıyoruz. Resmi sanıklar, gerçek failler, yargılamayı yapanlar, yargılamayı etkileyenler, korunanlar veya haksız yere hedef alınanlar gibi önemli figürler hakkında bilgiler sunuyoruz.

Hrant Dink cinayetini aydınlatmaya çalışırken ‘katil’ damgası yiyen polis müdürü Ramazan Akyürek’in durumuna derinlemesine bir bakış sunuyoruz. Bu durum, Akyürek’in, iktidar tarafından nasıl hedef alındığını ve asılsız suçlamalarla karşılaştığını gözler önüne seriyor. Bu süreç, siyasi güçlerin gölgesinde ilerlerken, adaletin manipüle edilmesinin nasıl mümkün olabileceğine dair somut bir örnek teşkil ediyor.

Hrant Dink davasıyla ilgili tüm mevcut belgeleri kapsamlı bir şekilde sunuyoruz. Belgeler arasında dava dosyaları, mahkeme kararları, tanık ifadeleri ve ilgili yazışmalar yer alıyor. Bu belgelerin her biri, davayı daha iyi anlamak ve olayların daha detaylı bir resmini çizmek için önemli bilgiler içeriyor. Davayı çevreleyen olayları ve süreçleri bu belgeler aracılığıyla, kaynağından inceleyebilirsiniz.

2002

Türklüğü aşağılama suçlaması

Hrant Dink, Şanlıurfa'da yapılan bir konferansta "Ben Türk değil, Türkiyeliyim ve Ermeni’yim" ifadelerini kullandıktan sonra "Türklüğü aşağılama" suçlamasıyla 4 yıl süren bir yargılama sürecine tabi tutuldu. Yargılama sonunda 9 şubat 2006'da beraat etti.
2003

Sydney'de saldırı planı

Hrant Dink'e yönelik Sydney'de planlanan silahlı bir saldırı hakkında yapılan ihbar, 17 Ocak'ta Dışişleri Bakanlığı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT'e bildirildi. İhbar, 28 Ocak'ta İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne ulaştırıldı ve İstanbul Emniyeti Dink'e yönelik tehditlerden ilk defa haberdar oldu.
28 Ocak 2004

Ermenileri koruyun

28 Ocak'ta, Ermeni Patriği Mutafyan, İstanbul Valiliği ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne başvurarak, bir internet sitesinde bomba yapımı ve Ermeni toplumunun hedef alındığına dair bilgilerin yer aldığını bildirdi ve koruma talebinde bulundu. İnternet sitesi konusunda yapılan soruşturma sonucunda bir kişi tutuklandı.
6 Şubat 2004

Sabiha Gökçen haberi

Agos gazetesinin 6 Şubat tarihli sayısında, Sabiha Gökçen'in yetimhaneden alınmış bir Ermeni olduğuna dair haber yayımlandı. Bu haber tartışma konusu oldu ve milliyetçi kesimden birçok kişinin dikkatini çekti.
13 Şubat 2004

Ermeni kimliği yazısı

Hrant Dink,  'Ermeni kimliği' üzerine düşüncelerini yazdığı sekiz yazıdan oluşan yazı dizisinin 13.02.2004 tarihli bölümünde "Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur." dedi.
21 Şubat 2004

Hürriyet’in manşeti

Hürriyet gazetesi "Sabiha Gökçen mi Hatun Sebilciyan mı" manşetiyle Agos'un yaptığı haberi tüm Türkiye'ye duyurdu. Hürriyet'in bu manşetiyle Sabiha Gökçen ve Türk-Ermeni meseleleri hakkındaki tartışma ülke çapında gündem oldu.
22 Şubat 2004

Genelkurmay rahatsız

Genelkurmay Başkanlığı, Hürriyet'in manşete taşıdığı 'Sabiha Gökçen'in 80 yıllık sırrı' haberine bir basın açıklamasıyla karşılık verdi. Açıklamada "Türk Medyasının bir bölümünde,(...), Atatürk Milliyetçiliği yerini almak üzere sağlıklı olmayan ve tehlikeli düşüncelere, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde ve sorumsuzca yer verildiği kaygıyla izlenmektedir." denildi.
24 Şubat 2004

Valilik’te tehdit

Genelkurmay'ın isteği ve Mit başkanı Şenkal Atasagun'un talimatıyla İstanbul Valisi Muammer Güler ile irtibata geçildi. Hrant Dink ile valilikte görüşülmesi istendi. Vali Yardımcısı Ergun Güngör’ün daveti üzerine MİT mensupları Özel Yılmaz ve Handan Selçuk ile Hrant Dink arasında -Dink'in "had bildirme" olarak nitelendirdiği- bir görüşme gerçekleşti.
25 Şubat 2004

Dink’e suç duyurusu

Hrant Dink'in 13 Şubat tarihli Agos gazetesinde yayınlanan Ermeni kimliğiyle ilgili yazısındaki ifadeler nedeniyle Dink hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
26 Şubat 2004

Dink Öfkenin hedefinde

İstanbul Ülkü Ocakları başkanı Levent Temiz öncülüğünde bir grup, Agos gazetesi önünde protesto düzenleyerek "Ya Sev Ya Terk Et", "Bir Gece Ansızın Gelebiliriz" sloganları attı. Yapılan basın açıklamasında "Hrant Dink öfkemizin ve nefretimizin hedefidir" denildi ve gazete önüne siyah çelenk bırakıldı.
2 Mart 2004

Agos’a koruma

İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli, yaşanan olaylar sonrasında Agos gazetesi ve Hrant Dink'in evi çevresinde güvenlik tedbirlerinin artırılmasına karar verdi. Bu konu ile ilgili Hrant Dink’in eşi Rakel Dink 12 Şubat 2007 tarihinde İstanbul C. Başsavcılığına verdiği ifadesinde, 2004 yılında 4-5 sivil polisin evlerine geldiğini: “Herhangi bir tedirginlik hissederseniz bizi arayın.” dediklerini beyan etti.
3 Mart 2004

Agos önünde eylem

Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Federasyonu üyeleri sloganlar atarak Agos gazetesi önünde Hrant Dink ve yazılarını protesto etti.
5 Mart 2004

Tehditleri anlattı

Hrant Dink, kendisine yönelik tehditlerin ardından bir yazı kaleme aldı. Yazıda "Peki ya ben? Korkmadığımı söyleyemem… Korkmadığımı söyleyemem. Ama… ülkemi bırakıp kaçacak değilim. Alışkınım zaten böyle yaşamaya. Bundan sonra biraz daha korka korka yaşarım… Hepsi bu." dedi
16 Nisan 2004

İddianame hazırlandı

Agos Gazetesinin 13 Şubat 2004 tarihili nüshasında yer alan 'Ermeni Kimliği' ile ilgili yazı nedeniyle Hrant Dink ile gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Karin Karakaşlı hakkında "Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek" suçundan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle İstanbul Şişli C.Savcılığı tarafından bir iddianame hazırlandı.
9 Ekim 2004

Ermeniye bak

Yeniçağ gazetesinde "Ermeniye Bak" başlığı altında Hrant Dink aleyhine bir haber yayımlandı. Haberde "... Ermeni vahşetine maruz kalan silahsız halkın dramını görmezden gelen Ermeni gazeteci Hrant Dink, AB ve teslimiyetçi AKP hükümetinden cesaret alıp Atatürk’e dil uzatmaktan çekinmedi" denildi.
11 Ekim 2004

Yeniçağ tehdidini anlattı

Hrant Dink, Yeniçağ gazetesinde yapılan habere Birgün gazetesindeki köşesinde cevap verdi. Bu yazıda 1918 yılında “Abdullah” adını alan ve korku içinde yaşayan Ermeni bir çocuğun hikayesini anlatıp"ben şimdi -yanlış değerlendirilmesinden ürktüğümden ya da sindiğimden değil elbet- kendimi ‘Kertenkele Abdullah’ gibi hissediyorum, iyi mi…” dedi.
24 Eylül 2005

Kerinçsiz’den protesto

Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleştirilmesi planlanan ancak İstanbul 4.İdare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı sebebiyle yapılamayan "İmparatorluğun Son Döneminde Osmanlı Ermenileri" başlıklı konferans, Bilgi Üniversitesi'de gerçekleştirildi. İdare mahkemesine dilekçe veren aşırı milliyetçi Büyük Hukukçular Derneği başkanı Kemal Kerinçsiz’in de yer aldığı gösterilerde katılımcılardan bazılarına yumurta ve domates atıldı.
7 Ekim 2005

TCK 301'den mahkûmiyet

Hrant Dink'in 13 Şubat 2004'teki Ermeni kimliği üzerine yazısından dolayı Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada "yazının eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklaması niteliğinde olmadığı, aşağılayıcı, incitici nitelikte olduğu" gerekçesiyle Dink'e 6 ay hapis cezası verildi.
14 Ekim 2005

Kerinçsiz ve Küçük'ün şikayetleri

Dink kendisine mahkûmiyet kararı verildiği gün "Bu benim alnıma sürülmek istenen kara bir leke, yargı eğer bunu düzeltmezse ülkemi terk eder, çeker giderim" sözleri ile Agos'ta mahkumiyet kararını eleştiren yazılar sebep gösterilerek Kemal Kerinçsiz ve Veli Küçük önderliğinde birçok kişi "adil yargılamayı etkileme" suçlamasıyla Dink hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ocak 2006

Mektupla tehdit

Faili meçhul cinayetlerde adı geçen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı "Ahmet Demir" takma adıyla Agos gazetesine bir tehdit mektubu  gönderildi. Mektupta "Açık ilandır: Hrant Dink, oğlunu, seni ve Serkis Seropyan’ı bir daha hiç konuşamamak üzere susturacağız. Önce oğlunu. Cesedini Ankara çıkışındaki jandarma bölgelerinin birinden alacaksın. Gestapo Türk."  yazıyordu.
2 Şubat 2006

Savcılığa başvuru

Dink, mektupla aldığı ölüm tehdidi nedeniyle Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
5 Şubat 2006

Santoro cinayeti

Azınlıklara karşı yoğun kışkırtmaların yaşandığı dönemde Trabzon'da İtalyan Katolik Kilisesi rahibi Andrea Santoro, ayin sırasında 16 yaşındaki bir lise öğrencisi tarafından kilisede öldürüldü. Dink süikastına benzer olarak cinayeti işleyen kişi,  Trabzon'da yaşayan 18 yaşının altında bir çocuktu.
17 Şubat 2006

Panel’de protesto

Akdeniz Üniversitesi'nde düzenlenen "Orhan Pamuk ve Hrant Dink Davaları Işığında Düşünce Özgürlüğü Nedir, Ne Değildir?" başlıklı panelde konuşma yapan Hrant Dink aleyhine sloganlar atıldı. Toplantıda Kemal Kerinçsiz de bulunuyordu.
17 Şubat 2006

Trabzon Polisi İstanbul'u uyardı

Trabzon Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından Yasin Hayal’in Dink’e karşı ses getirecek bir eylem yapacağı bilgisini içeren ve gereğinin yapılması istenen bir yazı İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne gönderildi.
1 Mayıs 2006

Yargıtay: "aşağılama var"

Hrant Dink'in 13 Şubat 2004 tarihinde Ermeni kimliği üzerine yazdığı yazı sebebiyle 6 ay ceza aldığı davanın temyiz aşamasında Yargıtay,  yazıda geçen ifadelerin "Türklüğü tahkir ve tezyif edici" nitelikte olduğuna kuşku bulunmadığını söyledi. Usul yönünden bozulan karar eksikliklerin giderilmesi amacıyla yerel mahkemeye gönderildi.
8 Mayıs 2006

Akyürek’in atanması

Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, EGM İstihbarat Daire Başkanlığı'na atandı.
19 Mayıs 2006

Milliyetçilik tehlikesini anlatıyor

Hrant Dink, Danıştay saldırısından sonra yazdığı yazıda yükselen milliyetçilik akımının tehlikelerinden bahsetti. Yazıda "Önümüzdeki dönemin siyasal dağılımını dizayn etmeye soyunmuş olan ‘derin yüksek mühendisler’in... ‘yükseltilen milliyetçilik’ üzerinden siyaset üretmeye çalışacaklarını tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyordu. ... Gidişat hiç de umut vermiyor. Yükseltilen milliyetçilik o denli acımasız bir hamle içinde ki…" dedi.
26 Mayıs 2006

Ermenileri öldürecektik

Yeni Şafak gazetesi, Danıştay saldırısının faillerinden biri olarak gözaltına alınan Erhan Timuroğlu'nun emniyetteki sorgusunda "Yakalanmasaydık İstanbul'da Ermenileri öldürecektik" dediğini iddia eden bir haberini "Tüyler Ürpertici İtiraf" başlığıyla sürmanşetine taşıdı.
2 Haziran 2006

Tehditler ortada

Hrant Dink, Yeni Şafak'ta yer alan haber ile ilgili “Kayıtsız Kalmayın” başlıklı bir yazı yazmıştır. Yazıda “Allah için siz Adalet Bakanı, siz İçişleri Bakanı, siz İstanbul Valisi ya da siz Emniyet Müdürü, ağzınızı açın da şu itirafçının ettiği lafa biraz açıklık getirin. Önemli bir şey varsa ‘Tedbir alınmıştır, kimse tereddüt etmesin’ ya da ‘Dedikleri zırvadan ibarettir, kimse kaygılanmasın’ türünden bir iki çift laf edin ” dedi.
14 Temmuz 2006

Soykırım konusundaki açıklamalar

Türk ve Ermeni toplumu arasındaki ilişkilerin diyalog yoluyla çözülebileceğine inandığını dile getiren Hrant Dink'in Reuters Haber Ajansı'na verdiği röportaj "Elbette soykırım diyorum" şeklinde basında gösterildi.
Eylül 2006

Soykırım açıklamasına dava

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ile Yazıişleri Müdürü Arat Dink ve İmtiyaz Sahibi Serkis Seropyan hakkında gazetenin 21.07.2006 tarihli nüshasında yayımlanan "301'e karşı 1 imza" başlıklı yazı sebebiyle  TCK 301'den Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Yazıda Hrant Dink'in Reuters ajansına verdiği demeçte kullandığı sözlerin bir kısmı yer alıyordu.
Eylül 2006

Misyoner çocukları

Dink'im yargılandığı davalarda adliye binası önünde eylemler yapılıp pankartlar açılmış, adliye binası içinde Hrant Dink’e yönelik fiziki saldırı girişimleri yaşanmıştı. Hrant Dink  Orhan Pamuk hakkında TCK 301'den açılan davaya katılmak üzere gittiği Şişli Adliye binasında: “Sen de ataların gibi hainsin” hakaretine maruz kaldı. Dışarıda açılan “Misyoner Çocukları” yazılı pankartta da Hrant Dink’in ismi zikredilmişti.
11 Ekim 2006

Koruma başvurusu

Patrik Mutafyan, Türkiye'deki Ermeni toplumunun güvenliği için İstanbul Valisi'ne dilekçe yazdı. 12 Ekim'de, Vali Güler bu talebi İstanbul Emniyeti'ne iletti. Emniyet, Ermeni kuruluşları ve Agos gazetesinin adreslerinin de yer aldığı bir güvenlik tedbirleri belgesi hazırlayarak ilgili birimlere dağıttı.
12 Ekim 2006

İstihbarat Daire’den uyarı

EGM İstihbarat Daire başkanı Ramazan Akyürek tarafından, Fransa Meclisi'ndeki Ermeni soykırımı yasa tasarısıyla ilgili Türkiye'de olası eylemlere karşı 81 İl Emniyet İstihbaratına uyarı tamimi gönderildi. Yazıda Ermenilere karşı olası provokatif girişimler konusunda müteyakkız bulunulması ve aşırı tepki gösterebilecek grupların yakinen izlenmesi gerektiği söylendi.
05 Ocak 2007

Zorlu Yıla Başlarken

Hrant Dink  Agos Gazetesinde “Zorlu Yıla Başlarken” başlıklı bir yazı yazdı. Yazıda "siyaset dışı devlet merkezli güçlerin değişik kanatlardan devreye girerek gerginliği kışkırtmalarının kuvvetle muhtemel olduğunu, ... Agos gazetesi ve kendisine açılmış davalara yenilerinin ekleneceğini, Ermeni sorunu (...) üzerine sergiledikleri duruş ve söylemler nedeni ile yeniden yargılanacaklarını" anlattı.
12 Ocak 2007

Dink’in son feryadı

Hrant Dink öldürülmeden bir hafta önce Agos gazetesinin 12 Ocak 2007 tarihli nüshasında “Niçin Hedef Seçildim” başlıklı bir yazı yayınladı. Yazıda "...Kerinçsiz ve arkadaşları Şişli Cumhuriyet Savcılığına giderek, hakkımda suç duyurusunda bulundular…ve işte yine uçurumun kıyısındaydım. Peşimde tekrar birileri vardı. Onları seziyordum." dedi.
19 Ocak 2007

Dink öldürüldü

Hrant Dink, İstanbul'da Agos gazetesi binası önünde vurularak hayatını kaybetti.
20 Ocak 2007

Samast yakalandı

Cinayetin faili olduğu belirlenen Ogün Samast, Samsun otogarında yakalandı.
1 Şubat 2007

Bayraklı gösteri

Katil zanlısı Ogün Samast'ın Türk bayraklı fotoğrafı 23 ve 25 Ocak tarihlerinde Star gazetesinde yayınlanmasının ardında, 1 Şubat'ta TGRT'nin akşam haberlerinde Samsun Emniyetinde çekilen 44 saniyelik bir video kaydı yayınlandı. Görüntülerin yayınlanması üzerine inceleme başlatıldı.
5 Şubat 2007

İlk müfettiş raporu

Mülkiye müfettişlerinin ilk raporuna göre, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden gelen öldürülme tehdidi bildirisi İstanbul Emniyet Müdürlüğünce ciddiye alınmamış ve gerekli koruma tedbirleri uygulanmamıştı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında inceleme ve disiplin soruşturması önerildi.
15 Şubat 2007

Trabzon Jandarmasına soruşturma

Mülkiye müfettişleri tarafından yapılan incelemede Trabzon Jandarma komutanlığının,  Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceği yönündeki istihbarata cinayetten 6 ay önce ulaşmasına rağmen işlem yapmadığı tespit edildi. Hayal'in akrabası Coşkun İğci'den alınan istihbaratın, cinayetten sonra haber kaydına geçirildiği söylendi.  Raporda jandarma görevlileri için soruşturma izni verilmelidir denildi.
26 Şubat 2007

İhmal İstanbul’un

Mülkiye müfettişleri Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılıç'ın hazırladığı ön inceleme raporunda, Hrant Dink'in öldürülmesinin önceden tahmin edilebilir bir olay olmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmadığı belirtildi. Raporda, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında görev ihmali nedeniyle soruşturma açılması önerildi. Celalettin Cerrah için sorşturmaya gerek olmadığı kanaatine varıldı.
18 Nisan 2007

Zirve katliamı

Malatya'da Zirve Yayınevi’nde İncil sattıkları ve misyonerlik yaptıkları gerekçesiyle biri Alman uyruklu üç kişi boğazları kesilerek öldürüldü, üç kişi de yaralandı. Azınlıklara yönelik yoğun propagandanın sonucu olarak gerçekleşen olayda, cinayeti işleyen 5 kişiye 9 yıl süren yargılama neticesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
20 Nisan 2007

Dink davası başlıyor

Özel yetkili savcılar Selim Berna Altay ve Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianame İstanbul 14. ağır ceza mahkemesince kabul edildi. Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de aralarında olduğu 18 kişi hakkında, “tasarlayarak insan öldürme” suçundan ceza istendi.
2 Temmuz 2007

İlk duruşma

Dink suikastıyla ilgili 12’si tutuklu 18 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 4 sanığın tahliyesine ve Mahkemenin 1 Ekim'de devam etmesine karar verildi.
5 Ağustos 2007

Müfettiş önincelemesi

Mülkiye müfettişlerinin ön inceleme raporunda, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü polislerinin görevlerini yerine getirdikleri ve haklarında soruşturma izni verilmesine gerek olmadığı söylendi.
29 Eylül 2007

Tuncel-Zenit görüşmesi

Hrant Dink cinayetinden bir buçuk saat sonra, Erhan Tuncel'in muhbir olduğu dönemde düzenli bilgi verdiği polis memuru Muhittin Zenit ile yaptığı telefon görüşmesinin tapesi yayınlandı. Zenit ifadesinde bu görüşmenin amacının, cinayeti işleyenin Yasin Hayal grubu olup olmadığını öğrenmek olduğunu söyledi.
Kasım 2007

Jandarmaya dava

Müfettişlerin raporda soruşturma izni istediği jandarma görevlilerinden Okan Şimsek ve Veysal Şahin'e görevi ihmal ettikleri gerekçesiyle dava açıldı. İddianamede sanıkların Coşkun İğci'den cinayet istihbaratınıı aldıkları halde gereğini yapmadıkları belirtildi.
19 Mayıs 2008

İstanbul’u koruma raporu

Mülkiye müfettişi Akif İkbal'ın araştırma raporunda, İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesinin 17 Şubat 2006 tarihli Trabzon Emniyet'inden gelen yazıya ilişkin mevzuat ve uygulama çerçevesinde gerekli işlemleri yerine getirdiği ve herhangi bir sorumluluklarının olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.
23 Temmuz 2008

TBMM’nin Dink raporu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Hrant Dink Cinayeti ile ilgili kurduğu Alt Komisyon, raporunu açıkladı. Bu raporda, Dink suikastında emniyet ve jandarma görevlilerinin ihmali olduğu sonucuna varıldı. Raporda, bireysel sorumluluklar yer almadı.
10 Ekim 2008

Başbakanlık raporu

Başbakanlık Teftiş Kurulu inceleme raporunda, müfettişler Mehmet Akın, Ayşegül Genç ve Yasemin Tuğçe İnan tarafından, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve aynı dairede Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in "Hayal grubuna yönelik operasyon ve Dink'e koruma verilmesi konularında üzerine düşeni yapmadığı" söylendi.
Ocak 2009

Şener’in kitabı

Nedim Şener, "Dink Cinayet ve İstihbarat Yalanları" adlı kitabını yayınladı. Kitapta, "Dink cinayeti büyük bölümüyle polisin kontrolünde planlandı" iddiası yer aldı. Şener, Başbakanlık raporu yayınlanmadan önce, raporun Akyürek ve Yılmazer'e yönelik suçlamaları içeren bölümüyle birebir örtüşen iddiaları kitabında yazdı. Verdiği röportajda, İstanbul emniyetinde görüştüğü tecrübeli bir müdürden edindiği bilgilerle kitabı yazdığını söyledi.
15 Ocak 2009

Erdoğan onayladı

Erdoğan, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan Hrant Dink Cinayeti Raporu'nu onayladı. Bu onay sonrası EGM İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkında Mülkiye müfettişleri tarafından yeniden inceleme yapılması istendi.
15 Ekim 2009

Akyürek görevden alındı

Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek görevinden alındı.
9 Kasım 2009

Müfettişlerden ikinci rapor

Mülkiye müfettişleri Mustafa Üçkuyu ve Mehmet Canoğlu tarafından hazırlanan araştırma raporunda, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin görevlerini gereği gibi yerine getirdikleri tespitine yer verildi.
11 Mart 2010

İstanbul'un ihmali var

Mülkiye müfettişleri Mustafa Üçkuyu ve Mehmet Canoğlu'nun hazırladığı ön inceleme raporunda, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü polislerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmediği tespit edildi.
19 Temmuz 2010

MİT görüşmeyi doğruladı

MİT Müsteşarlığı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazıyla, 2004 yılında İstanbul valiliğinde yapılan görüşmeye katılan kişilerin MİT mensubu olduğunu ve kimliklerini, cinayetten 3,5 yıl sonra bildirdi.
23 Ağustos 2010

Erdoğan MİT’i korudu

Başbakan Erdoğan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Hrant Dink'in öldürülmesinde  ilgili yürüttüğü soruşturmaya MİT mensuplarının dahil edilmesi talebine olumsuz yanıt verdi.
14 Eylül 2010

AİHM kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Dink cinayetiyle ilgili kamu görevlilerinin görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle yapılan başvuru sonucu, Türkiye'nin, Dink'in yaşam hakkını koruyamadığı ve mahkemelere etkin başvuru hakkının kısıtlandığı sebepleriyle ihlal kararı verdi. Mahkeme, kamu görevlilerinin etkin bir şekilde soruşturulması gerektiğini söyledi.
25 Ekim 2010

Samast Çocuk Mahkemesine

Mahkeme heyeti, cinayeti işlediği sırada 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle Ogün Samast hakkındaki dosyayı ayırdı. Bu nedenle Ogün Samast'ın davası, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.
14 Aralık 2010

HSYK’dan yeni hâkim

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Hrant Dink cinayeti davasını yürüten mahkeme başkanının görev yerini değiştirdi.
18 Ocak 2011

Arslan’ın kitabı

Gazeteci Adem Yavuz Arslan'ın "Bi Ermeni Var: Hrant Dink Operasyonunun Şifreleri" isimli kitabı piyasaya çıktı. Arslan bu kitabından dolayı Savcı Gökalp Kökçü tarafından 2017 yılında "cemaat mensubu emniyetçileri sorumluluktan kurtarma konusunda algı operasyonu yapma" gerekçesiyle Dink cinayeti davasına dahil edildi.
21 Ocak 2011

MİT’e soruşturma

AİHM kararında sonra kamu görevlilerinin sorumluluklarının incelenmesi süreci hızlandırıldı. Bu kapsamda, Başbakanlığın izniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı MİT görevlileri hakkında soruşturma başlattı.
7 Şubat 2011

Yeni soruşturmalar

AİHM kararının etkisiyle, Dink cinayetinde ihmali olup olmadığının araştırılması için Muammer Güler, Celalettin Cerrah, Ramazan Akyürek ve diğer 27 kişi hakkında soruşturma açıldı.
2 Haziran 2011

Jandarmaya ihmal cezası

Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, cinayet istihbaratını aldıkları halde gereğini yapmadıkları iddiasıyla Trabzon'daki yargılamaya dahil edilen İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız'a altışar ay, diğer dört jandarma personeline ise dörder ay hapis cezası verdi.
25 Temmuz 2011

Samast’a 22 yıl hapis

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Ogün Samast'a "tasarlayarak adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Cinayet tarihinde 17 yaşında olduğu için ceza 21 yıl 6 ay'a düştü. Ayrıca "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan da 1 yıl 4 ay  hapis cezasına çarptırıldı.
13 Aralık 2011

Tehdit zamanaşımına uğradı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk hakkında "görevi ihmal" ve "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla açılan soruşturmada, dava zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle  kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Dink ailesi karara itiraz etti.
17 Ocak 2012

Davada karar çıktı

14. ağır ceza mahkemesinde görülen davanın 25. duruşmada karar çıktı: Yasin Hayal ağırlaştırılmış müebbet, Erhan Tuncel Mc Donald’s olayından 10 yıl 6 ay (Dink davasından beraat), Ersin Yolcu ve Ahmet İskender 12 yıl 6 ay hapis aldı. Salih Hacısalihoğlu 2 ay 15 gün, Ahmet İskender ek olarak 1 yıl ceza aldı. Tuncel tahliye edildi, Osman Hayal beraat etti. Tüm sanıklar "terör örgütü üyeliği" suçundan beraat etti.
20 Şubat 2012

DDK raporu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talebi üzerine, Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 28 Ocak 2011'de başlattığı incelemeyi tamamladı. DDK, raporunda "Dink'in yaşam hakkının korunmasında ağır kamu hizmeti kusuru olduğu" sonucuna vardı.
21 Nisan 2012

Samast’ın cezası onandı

2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Ogün Samast hakkında verilen 22 yıl 10 ay hapis cezasını Yargıtay 1. ceza dairesi onadı.
14 Haziran 2012

Hâkim yine değişti

HSYK'nın kararnamesiyle 2,335 hâkim ve savcının görev yeri değişti. Hrant Dink suikast davasının yargıcı Rüstem Eryılmaz ve duruşma savcısı İbrahim Atasu başka yerlere atandı.
20 Temmuz 2012

Savcı değişti

"Örgüt var" gerekçesiyle Dink davasının kararına itiraz eden savcı Hikmet Usta, Dink davasından alındı ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşma savcısı olarak atandı.
10 Ocak 2013

Örgüt olmalı

Yargıtay Başsavcılığı, Hrant Dink davasında sanıkların örgüt suçundan da yargılanmaları gerektiğini söyledi.
30 Nisan 2013

Dinç’in atanması

Hrant Dink cinayeti sanıklarından Erhan Tuncel’i muhbir yapan Trabzon Emniyeti İstihbarat şube müdürü Engin Dinç, İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandı.
15 Mayıs 2013

Cinayet örgütlü işlendi

Yargıtay, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz ve Tuncay Uzundal'ın "terör örgütü yöneticiliğinden" beraat kararını, "suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan cezalandırılması gerektiği için bozdu. Yasin Hayal'in ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı. Ayrıca, Erhan Tuncel'in "kasten öldürmeye azmettirme"den beraatı, Dink cinayetine yardım ettiği gerekçesiyle bozularak mahkûmiyet kararı verilmesi istendi.
17 Eylül 2013

Dava yeniden başlıyor

Hrant Dink cinayeti davası hakkında Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği bozma kararının ardından dava İstanbul 5. ağır ceza mahkemesinde yeniden başladı.
23 Ekim 2013

Tuncel tutuklandı

Yargıtay'ın hakkındaki beraat kararını bozduğu Erhan Tuncel için 5.ağır ceza mahkemesi tarafından tutuklama kararı verildi.
17/25 Aralık 2013

Yolsuzluk operasyonları

17-25 Aralık 2013 tarihinde 4 bakanın ve çocuklarının adının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonları, Türkiye'nin siyasi ve hukuki peyzajında önemli bir dönemeç oluşturdu.
26 Temmuz 2014

Kamu görevlileri yargılanacak

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Ramazan Akyürek, Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan için soruşturma izni verdi.
14 Mart 2014

Tuncel’e tahliye

Erhan Tuncel "5 yılı aşan uzun tutukluluk süresi" gerekçesiyle 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi.
22 Temmuz 2014

Dava araçsallaşıyor

Hrant Dink'in avukatlarından Fethiye Çetin, 22 Temmuz sabahı gözaltına alınan polisler ve 14 temmuz'da Star gazetesinde atılan ' Paralel gizlemeseydi Hrant ölmezdi' manşetinin ardından gelişmeleri yorumladı. Çetin, cinayetin ‘düşmana karşı kavgada’ kullanıldığını ve sorumluların saklanmasına hizmet ettiğini belirtti.
30 Ekim 2014

Samast örgüt davasında

Yargıtay'ın örgüt suçu yönünden inceleme yapılmasını istemesinden sonra, Ogün Samast’a İstanbul 2. çocuk ağır ceza mahkemesinde açılan dava, diğer sanıkların yargılandığı 5. ağır ceza mahkemesimdeki ana davayla birleştirildi.
Aralık 2014

Yeni savcı

Memur suçları savcısı Gökalp Kökçü, terör suçları savcısı yapıldı. Kökçü, Dink cinayeti soruşturmasını da yürütmeye başladı.
27 Şubat 2015

Akyürek tutuklandı

Ramazan Akyürek, tasarlayarak kasten öldürme suçlamasıyla Savcı Gökalp Kökçü'nün talebiyle tutuklandı.
29 Mayıs 2015

Yılmazer tutuklandı

Ali Fuat Yılmazer, tasarlayarak kasten öldürme suçlamasıyla Savcı Gökalp Kökçü'nün talebiyle tutuklandı.
9 Aralık 2015

İddianame hazırlandı

Kamu görevlilerine yönelik hazırlanan iddianame, 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Celalettin Cerrah ve Reşat Altay gibi 26 sanığın yargılanması istendi.
11 Aralık 2015

Jandarma yeniden yargılanacak

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Albay Ali Öz, Yüzbaşı Metin Yıldız, Hüseyin Yılmaz, Okan Şimşek, Hacı Ömer Ünalır, Veysal Şahin, Gazi Günay ve Önder Araz'a "görevi ihmal" suçundan verilen cezaları bozdu ve "kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği" suçundan da yargılanmaları gerektiğine karar verdi.
27 Ocak 2016

Tüm davalar birleşti

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan kamu görevlileri davası ile 5. ağır ceza mahkemesinde Yasin Hayal grubunun yargılandığı dava birleştirildi. Davalar 14. ağır ceza mahkemesinde görülmeye devam edecek.
9 Nisan 2016

İlk duruşma

Ana dava ile birleştirilen kamu görevlileri davası 14. ağır ceza mahkemesinde görülmeye başlandı. Trabzon emniyetinden Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu tahliye edildi.
15 Temmuz 2016

15 Temmuz

15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye'nin yakın tarihindeki önemli olaylardan biri olarak kayda geçti.
15 Ağustos 2016

Öz tutuklandı

Ali Öz, Hrant Dink cinayetinin önlenmesinde ihmali olduğu gerekçesiyle savcı Gökalp Kökçü'nün talebiyle İstanbul 2. sulh ceza mahkemesince tutuklandı.
26 Ekim 2016

Dinç il müdürü oldu

Davanın sanıklarından Engin Dinç, EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığından alınarak Eskişehir’e İl Emniyet Müdürü olarak atandı.
25 Mart 2017

Davada İktidar hamlesi

İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, Dink cinayeti soruşturması kapsamında Fethullah Gülen, Zekeriya Öz, Faruk Mercan, Adem Yavuz Arslan, Halil İbrahim Koca ve Ekrem Dumanlı hakkında yakalama kararı çıkarttı.
24 Nisan 2017

İkinci iddianame

Savcı Gökalp Kökçü, aralarında İstanbul Jandarma komutanlığı, Trabzon Jandarma komutanlığı ile Samsun emniyet ve jandarma görevlilerinin de bulunduğu 51 kişi hakkında 122 sayfalık bir iddianameyi mahkemeye sundu.
29 Mayıs 2017

İddianame kabul edildi

Mahkeme tarafından iki kez iade edilen iddianamenin, Savcı Gökalp Kökçü'nün iade kararına itirazı üzerine 15. ağır ceza mahkemesi tarafından verilen kararla kabul edilmesi gerektiği söylendi.
12 Temmuz 2018

Öz’e tahliye

14. ağır ceza mahkemesinde gmrülen davada, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı olan Albay Ali Öz ve  İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız tahliye edildi. Ali Öz hakkında ev hapsi, Metin Yıldız hakkında ise adli kontrol uygulanmasına karar verildi.
19 Eylul 2018

Hakimler değişti

İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan İstanbul 1. ACM başkanlığına getirildi. Davanın görüldüğü 14. ACM Başkanlığına ise 25. ACM'de üye olarak yer alan Emre Efe Şimşek getirildi.
18 Ocak 2019

Cinayet araştırılmasın

HDP vekili Garo Paylan'ın 12 yıldır çözülemeyen Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması için meclis araştırması açılması talebiyle meclise sunduğu önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
13 Haziran 2019

Zamanaşımı hamlesi

Ogün Samast ve Yasin Hayal’in de aralarında bulunduğu dokuz sanığın dosyaları, suçların zamanaşımına uğrayabileceği gerekçesiyle 14. ağır ceza mahkemesince ayrıldı.
27 Haziran 2019

Örgütten ceza istemi

Savcı Mehmet Yeşilkaya, 14. ağır ceza mahkemesinde görülen davada Erhan Tuncel ve Yasin Hayal dahil yedi sanığın ''Suç örgütü kurmak ve yönetmek'' ve ''suç örgütü üyeliği'' suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.
17 Temmuz 2019

Faillere örgüt cezası

Davası ayrılan dokuz sanığın karar duruşması yapıldı. 14. ağır ceza mahkemesi, suç örgütü olduğu yönünde karar verdi. Erhan Tuncel 99 yıl altı ay, Tuncay Uzundal 15 yıl, Zeynel Abidin Yavuz 12 yıl 22 gün, Yasin Hayal yedi yıl altı ay, Ogün Samast, iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Salih Hacısalihoğlu’nun ve Osman Hayal’in ise beraatına karar verdi.
11 Mart 2020

Ateş öldürüldü

Düzce'de silahlı saldırıda öldürülen kişinin Dink cinayeti davasının tutuksuz sanıklarından dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığında görevli istihbaratçı astsubay Şeref Ateş olduğu belirlendi.
7 Temmuz 2019

Akın Gürlek mahkeme başkanı

Son dönemdeki neredeyse tüm siyasi davalara hakimlik eden, AKP rejiminin siyasi çıkarları doğrultusunda hareket eden hakim Akın Gürlek, Dink davasına mahkeme başkanı oldu.
14 Aralık 2020

Savcı mütalaa verdi

78 sanıkla devam eden kamu görevlilerinin yargılandığı davada savcı Muhammed İkbal Anar mütalaa verdi. Mütalaada, Dink cinayetinin ‘FETÖ’ tarafından işlendiğini iddia edildi. Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer  hakkında "tasarlayarak öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
24 Aralık 2020

Öz kaçarken yakalandı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, hakılarında savcılık tarafından hapis cezası istenen Albay Ali Öz ve jandarma görevlileri Ecevit Emir ile Emre Cingöz’ün esas hakkındaki mütalaadan sonra Gürcistan’a kaçmak için girişimde bulunurken yakalandığını duyurdu.
7 Ocak 2021

Şahin Adana’da yakalandı

14. ağır ceza mahkemesince tutuklanmak üzere hakkında yakalama emri çıkartılan eski Trabzon jandarma istihbarat görevlisi Veysal Şahin, Adana'da gözaltına alındı.
12 Ocak 2021

Şimsek yakalandı

14. ağır ceza mahkemesince tutuklanmak üzere hakkında yakalama emri çıkartılan dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanlığı istihbarat görevlisi Okan Şimşek, Manisa’da yakalandı.
26 Mart 2021

Akyürek’e ağırlaştırılmış müebbet

131. duruşmada kadar açıklandı. Akın Gürlek ve heyeti,  Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek’e “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. İstanbul emniyetinden Celalettin Cerrah ile Ahmet İlhan Güler, Trabzon emniyetinden Engin Dinç ile Ercan Demir beraat etti.
1 Nisan 2021

Dink ailesinden itiraz

Hrant Dink cinayeti davasında kararı hatalı ve eksik bulduklarını belirten Dink Ailesi avukatları, orantısız cezalar verilmesi ve bazı sanıkların cezasız bırakılması sebepleriyle hükme itiraz etti.
24 Mayıs 2021

Soylu'nun iddiası

Katıldığı bir televizyon programında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu mafya lideri Sedat Peker'in Erhan Tuncel'i koruduğunu söyledi. HDP milletvekili Garo Paylan, iddianın savcılık tarafından takip edilmesini istedi. Talep üzerine herhangi bir inceleme başlatılmadı.
14 Haziran 2023

Anayasal düzen davası

Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Faruk Sarı hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ahmet İskender, Tuncay Uzundal ve Ersin Yolçu hakkında "silahlı terör örgütü adına suç isleme", Adem Sağlam ve Yahya Öztürk hakkında "kasten öldürme" suçundan açılan yeni davanın ilk duruşması yapıldı.
21 Haziran 2023

Yargıtaydan onama

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, temyiz incelemesi yaptığı dosyaya ilişkin kararını açıkladı. Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek ile Ercan Gün'e verilen cezalar onandı. Yargıtay, örgüt üyeliği ve örgüte yardım etmekten ceza verilen mülkiye müfettişlerinin beraat etmesi gerektiğini söyledi.
25 Temmuz 2023

AYM’ye başvuru

Dink Ailesi avukatları, Hrant Dink Cinayeti Davası ile ilgili taleplerinin Yargıtay'da da karşılık bulmaması üzerine  Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
1 Kasım 2023

Erdoğan davaya katıldı

Yargıtay’ın bozma kararının ardından yargılama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Cumhurbaşkanlığı “anayasayı ihlal” suçu yönünden zarar görme ihtimali olduğu gerekçesiyle davaya katılma talebinde bulundu. Bu talep mahkemece kabul edildi.
15 Kasım 2023

Samast’a tahliye

Ogün Samast, cezasının infaz edildiği Bolu F Tipi Cezaevi’nden koşullu salıverilme kapsamında  cinayetten 16 yıl sonra tahliye edildi.
21 Kasım 2023

Samast’a yeni dava

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Ogün Samast hakkında tahliye edilmesinin ardından hazırlanan iddianameyi kabul etti. Samast’ın, ‘Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçundan 7 yıldan 12 yıla kadar hapsi istendi.
29 Kasım 2023

Davalar yine birleşti

Ogün Samast hakkında İstanbul 2. Çocuk ACM’nde açılan yeni dava 14. ACM’nde 11 sanık hakkında açılan davayla birleştirildi.
6 Aralık 2023

Yeni dava devam ediyor

Ogün Samast’ın da dahil edildiği toplamda 12 kişi hakkındaki anayasal düzeni ortadan kaldırma ve terör örgütü adına suç işleme iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. Ogün Samast davaya SEGBİS yoluyla Trabzon'dan katıldı. Bir sonraki duruşmanın 6 Mart 2024'te yapılmasına karar verildi.
10 Ocak 2024

Dosya tekrar savcıya

Yargıtay'ın 15 sanık yönünden verdiği bozma kararının ardından kamu görevlilerinin yeniden yargılandığı davada, 14. ağır ceza mahkemesi dosyayı mütalaa için Savcılığa gönderdi.
22 Ocak 2024

Gökalp Kökçü'ye soruşturma

Kamu görevlilerinin yargılandığı davanın iddianamesini yazan  Savcı Gökalp Kökçü'nün, hakkında çıkan rüşvet iddiaları sonrası başlatılan soruşturma kapmında tüm dijital materyallerine el koyuldu.
27 Kasım 2024

Ogün Samast mafya lideri Alaaddin Çakıcı ile görüştü

Organize suç örgütü lideri olarak uzun yıllar hapis yatan aşırı milliyetçi Alaattin Çakıcı ile Ogün Samast görüştü. Görüşme öncesinde Samast’ın Çakıcı’nın elini öptüğü ve “amca” diyerek hitap ettiği ifade edildi.

Aktörler

Hrant Dink cinayetiyle bağlantılı dikkat çekici figürlere mercek tutmaya çalışıyoruz: Hrant Dink’e yönelik saldırı istihbaratını almasına rağmen Dink’in korunmasını sağlamadığı gerekçesiyle sanık olarak yargılandığı davaya emniyet adına raporlar sunan polis müdürü Engin Dinç’in siyasi angajmanlar üzerinde yükselen kariyeri, iktidarın siyasi yargılamalarının baş aktörü olan hakim Akın Gürlek’in dava sonrası Adalet Bakan Yardımcılığına uzanan hikayesi, akıl almaz kurgularla dolu iddianamelerin savcısı Gökalp Kökçü’nün yargı içindeki rüşvet çarkına karışıp İstanbul’dan sürgün edilmesi ve Hrant Dink cinayetine adı karışan tüm kamu görevlileri, gazeteciler ve hakim-savcılar…

Entrika

Ramazan Akyürek, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve ardından İstihbarat Dairesi Başkanlığı yaptı. 

Ramazan Akyürek hakkında birçok spekülatif iddia atıldı ortaya. Bu iddialar, istihbarat elemanı çalıştırma, elde edilen bilgilerin rapor edilmemesi, üstlendiği denetleme görevini yerine getirmem ve ülke gündemini sarsan farklı soruşturmarla ilişkileri gibi çalıştığı birimdeki yetki ve sorumlulukları çerçevesinde ortaya çıkan iddialardır.

İddiaların çoğu somut bir delile dayanmayan kurgusal varsayımlar iken diğerleri de dava aşamasında belge ve tanıklıklarla çürütülmüştür. Her şeyden öte bu iddialar sadece üstlendiği kamu görevlerini gereği gibi yerine getirmesi ile ilgilidir. Akyürek’in ‘tasarlayarak adam öldürme’ fiilini işlediğine dair varsayımdan öteye giden hiçbir kanıt bulunmamaktadır.

Hukukun en temel prensibi olan illiyet bağı kurulmadan, siyasi argümanlar ve aşırı taraflı değerlendirmeler ile bir mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Cinayeti aydınlatmaktan ziyade cinayetin asıl faillerini kurtarma operasyonuna dönüşen sözde yargılamaları ile bu hedefe ulaşmak için mahkemenin içine düştüğü tünel görüşü ve hız körlüğünün daha iyi anlaşılması için Akyürek’in her iddiaya verdiği verdiği ayrıntılı savunmaları sizlere sunuyoruz.

İletişim